ForumGezi-Yorum  Yeni Konu 

Gezi - Yorum.net sitesinden Orhan Meral Erciş'i yazmış

07 Kasım 2011

nuhungemisi

23 Ekim 2011 günü, saat: 14.00 civarında, yörede olan ÅŸiddetli depremin hazin sonuçlarını, bugünlerde izleyebiliyoruz. YeÅŸil ErciÅŸ, Van gölü kıyısında, yörenin en güzel, modern ve ÅŸirin ilçelerinden biridir. Sanırım, bu güzelliklerin yerini, ÅŸu günlerde büyük sıkıntılar almış durumda. Tüm yöre insanına geçmiÅŸ olsun dileklerimi ileterek yazıma baÅŸlıyorum. ErciÅŸ bölgesine bir kez gittim, özellikle: Van yönünden gelirken, öncelikle saÄŸ yanınızda, yol ile göl arasında, büyük bir yeÅŸillik, yeÅŸil alan görüyorsunuz ve daha sonra, buranın ErciÅŸ ilçe merkezi olduÄŸunu anlıyorsunuz. Evet, yemyeÅŸil bir yer. Düzenli yapılaÅŸma var, güzel bir yer olduÄŸunu gördüm. ULAÅžIM: ErciÅŸ ilçe merkezinin, il merkezi olan Van ÅŸehrine olan uzaklığı: 90 km.dir. ErciÅŸ-Adilcevaz arasındaki uzaklık: 66 km. ErciÅŸ-Ahlat arasındaki uzaklık: 88 km. ErciÅŸ-Tatvan arasındaki uzaklık: 130 km. ErciÅŸ-Patnos arasındaki uzaklık: 54 km. ErciÅŸ-AÄŸrı arasındaki uzaklık: 144 km. ErciÅŸ-DoÄŸubayazıt arasındaki uzaklık: 133 km. Ä°ranÂ'dan, OrtadoÄŸuya giden transit yol, buradan geçmektedir. xxxxxxxxxxx TARÄ°HÄ°: Tarihte, yöreye verilen isimler: ArzaÅŸkun, Arsissa, ArgiÅŸti Khinili, ArciÅŸ, ArdiÅŸi, Eganis, ErdiÅŸ. Urartu krallarından II.Arsissa, bu topraklar üzerinde Arsissa veya ArzaÅŸkun isimli ÅŸehir kurmuÅŸlardır. Takip eden dönemlerde ise, yörede: Selçuklular, Osmanlılar, Celayirliler ve Karakoyunlular egemenlik kurmuÅŸlardır. 1365-1469 yılları arasında ise, DoÄŸu Anadolu, Irak ve Ä°ran topraklarında egemenlik kuran Karakoyunlu Devletine baÅŸkentlik yapmıştır. 13.yüzyılda: ünlü ticaret yolunun buradan geçiyor olması, yörenin önem kazanmasına neden olmuÅŸtur. 1841 yılında, Van gölü sularının alçalıp-yükselmesi nedeniyle, ErciÅŸ halkı, eski yerleÅŸim yerleri olan ErciÅŸ kalesi ve civarını terk ederek, bugünkü yere taşınmışlardır. 1910 yılında, ErciÅŸ, Ä°lçe olur. 1915 yılındaki Rus iÅŸgali sırasında yaÅŸanan, Ermeni vahÅŸeti ve kötü günler, 1 Nisan 1918 tarihinde iÅŸgalin sona erdirilmesiyle bitirilir. GENEL: Van ilinin, en büyük nüfusuna sahip ve en geliÅŸmiÅŸ ilçesidir. Ticaret hayatı çok güçlüdür. Özllikle: kükürt gibi doÄŸal ürünlerini iÅŸleyecek sanayi tesislerinin bulunmaması, büyük eksikliktir. Günümüzde, ilçenin en büyük geçim kaynağı: ErciÅŸ Åžeker Fabrikasıdır. Konum olarak: göl kıyısında bulunmayıp, Van gölünden 5 km. içeridedir. Sanırım göl taÅŸkınlarından korunmak için, göl kıyısında yapılmamış. Göl seviyesinden yükseklik ise: 25 metredir. Ä°klim ÅŸartları düşünüldüğünde, tek kelime: kışın muhteÅŸem soÄŸuktur. ErciÅŸ ovası: Van gölü kıyılarının en geniÅŸ ovalarının başında gelir. Ä°lçe merkezi, tam bir kavak cennetidir. Süphan dağının yakınlarında bulunması nedeniyle, yerde ince bir toz tabakası hiç eksik olmaz. Hani, en küçük bir rüzgarda, her yer toz-duman derler ya, o ölçüdedir. xxxxxxxxxx ERCÄ°Åž ASKERÄ° BÄ°RLÄ°KLERÄ°: Son olarak, ErciÅŸÂ'ten söz edipte, burada bulunan “Askeri Birliklerden” söz etmemek olmaz. ErciÅŸ: bulundurduÄŸu birçok askeri birlik ile öne çıkan ve bu birliklerde askerlik hizmetini yapanların, burada yaÅŸamış olmaları ve anılarının bulunması ile de öne çıkan bir yer. Buraya atanan askeri ÅŸahıslar: bulundukları yerden Van havaalanına uçakla gelmekte ve daha sonra, karayolu ile ErciÅŸÂ'e ulaÅŸmaktadırlar. Xxxxxxxxxxx ERCÄ°Åž ÃœZÃœMÃœ: Fındık büyüklüğünde, kabuÄŸu çok ince, tadı ise ne ekÅŸi-ne tatlı olarak öne çıkıyor. Yiyenlerin aÄŸzında, farklı tatlar bırakıyor. ErciÅŸ üzümü: aÅŸağıda belirteceÄŸim gibi, Urartular döneminde, yörenin en büyük tarımsal etkinliÄŸi olarak öne çıksa da, daha sonraki dönemlerde, üzüm hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak: 1800Â'lü yıllarda, ErciÅŸ yöresinde, üzüm, birçok ailenin geçim kaynağı olarak biliniyor. Bu üzüm, özellikle: yörede yaÅŸayan Ermeniler tarafından, ÅŸarap yapımında kullanılmış. Hatta, ünü, FransaÂ'ya kadar uzanmış. Ancak, zamanla Ermenilerin bölgeden ayrılmaları üzerine: ErciÅŸ üzümü üretiminde de duraklama olmuÅŸ. Rus iÅŸgaliyle de, üzüm üretimi tamamen bitmiÅŸ. 1900Â'lü yılların ortalarında, üretim yeniden canlanmış. Ancak: yine de günümüzde, ErciÅŸ yöresinde üzüm üretimi, pek yaygın deÄŸil. xxxxxxxxxx NE YENÄ°R: Fazla bir yemek kültürü yok. Ancak, ilçe merkezinde, kahvaltıda mutlaka “sucuklu-yumurta” denemelisiniz. Yemek olarak ise, lokantalarda “etli kuru fasülye” yemelisiniz. Burası: et diyarıdır. Özellikle: kuzu eti önerilir. xxxx GEZÄ°LECEK YERLER: ÇELEBÄ°BAÄžI BELDESÄ°: Burası, Zilan ayının Van gölü ile buluÅŸtuÄŸu nokta. Burada: sazlık ve çimenlerden oluÅŸan ve içinde yaklaşık 50Â'ye yakın kuÅŸ barındığını görebilirsiniz. Yani, çok büyük bu sazlık alanda, her an deÄŸiÅŸik kuÅŸ türleriyle karşılaÅŸmak mümkün. Hatta: Van gölü kıyısında filamingoları görebiliyorsunuz. Çünkü: Çelebibağı bölgesi, filamingoların göç yolları üzerinde bulunuyormuÅŸ. Bu nedenle, havaların ısınmasıyla birlikte, özellikle büyük sürüler halinde filamingoları görmek mümkün. Burada: 3 ay konaklıyorlarmış. Eylül ayından itibaren de, daha güneye, sıcak bölgelere gidiyorlarmış. ZORTUL KÃœMBETÄ°: Ä°lçe merkezine baÄŸlı, Zortul köyündedir. Karakoyunlulardan önemli bir ÅŸahsiyet için, 15.yüzyıl baÅŸlarında inÅŸa edildiÄŸi düşünülmektedir. Kümbetin üzeri, piramidal bir külahla örtülmüştür. Ãœzerindeki figürlü bezemeler görülmeye deÄŸerdir. Bu bezemelerde: çift baÅŸlı kartal, aslan ve kuÅŸ figürleri var. Bunların yanında: bitkisel bezemeler ve külahın altında, yazı kuÅŸağı dolanmaktadır. ERCÄ°Åž KALESÄ°: ErciÅŸ-Adilcevaz karayolu üzerinde bulunuyor ama ana yoldan ayrılarak, tali yola, yani sola sapmak gerekiyor. Kalenin büyük kısmı yıkılmış ve günümüze herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Bu yüzden, kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, yapının gerek mimari ve gerekse teknik özelliklerine bakılarak: muhtemelen 12. ile 14.yüzyıl arasında yapıldığı söylenebiliyor. Yapıldığı dönemden sonra, burayı gezen Evliya Çelebinin yazılarında, bu kale ile ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olmak mümkün. Evliya Çelebi ErciÅŸ kalesi hakkında ÅŸunları yazmaktadır: Van gölü kenarında, kayalık bir tepe üzerinde, dört köşesi kuvvetli bir kaledir. Her taşı, fil büyüklüğündedir. Dört köşesindeki kuleler, gayet saÄŸlamdır. Havalesiz bir kale olduÄŸundan, duvarı o kadar yüksek deÄŸildir. Fakat, o kadar geniÅŸtir ki, üzerinde bir atlı cirit oynayabilir. Çevresinde hendek yoktur. Bazı yıllarda, Van gölü suları yükselince, bu kale 8 ay sular altında kalır. Kalenin iki kapısı vardır. Kale içinde, üstü toprak örtülü 1000 ev vardır. Bir de minareli Süleyman Han camisi vardır. Yusuf PaÅŸa camisi, tamir edilmiÅŸ haldedir. Kale içinde, 200 kadar dükkan vardır. Ayrıca, güzel bir liman vardır ve Van gemileri, tüccarları buraya getirir. Evet, iÅŸte bu muhteÅŸem anlatımlara inanarak, kaleyi görmeye giderseniz, maalesef kaleden geriye yani günümüze bir ÅŸey kalmamış olduÄŸunu görürsünüz. Sadece, birkaç sur duvarı ve hatta göl suları içindeki sur duvarları. Yine de, gerçek olan ÅŸu ki: Evliya Çelebinin yazılarının doÄŸruluk derecesi tartışılmaz, demekki bir zamanlar burada gerçekten muhteÅŸem bir kale varmış. Bu havayı teneffüs etmek isterseniz, kaleden günümüze kalan iki sur duvarını görmeye gidebilirsiniz. HAYDARBEY- BALIK BENDÄ° MESÄ°RE YERÄ°: Ala daÄŸların eteklerinden doÄŸarak gelen ve Van gölü ile kucaklaÅŸan Deli çayÂ'ın bulunduÄŸu bölge özel bir anlam taşıyor. Burada: her yıl Nisan-Temmuz ayları arasında, Van gölünün derinliklerinden gelen inci kefalleri: yumurtalarını bırakmak üzere, deliçayÂ'a girmeye çabalıyorlar ve bu çabaları, muhteÅŸem bir görüntü ortaya çıkarıyor. Bu görüntü: tam anlamıyla, dans eden balıklar. Çünkü: yumurtlamak üzere, dereye girmeye çalışan balıklar, suyun ters istikametine doÄŸru hareket ederken, kayaların yüksekliÄŸi nedeniyle, zıplayarak hedeflerine ulaÅŸmaya çalışıyorlar. Bu mevsimde, buralarda olursanız, bu görüntüyü izlemenizi öneriyorum. Dünyanın baÅŸka bir yerinde, benzer bir görüntü olabileceÄŸini sanmıyorum. Mutlaka zaman ayırın. Zaten, bu yöre aynı zamanda, yöre halkı tarafından piknik yeri olarak kullanılıyor. Yeri mi: ErciÅŸ-Van karayolunun, 10Â'ncu kilometresinde, Åžeker Fabrikasının yanında. Burası: ErciÅŸ Özel Ä°daresine ait ve ErciÅŸ Açık Cezaevi mahkumları tarafından iÅŸletiliyormuÅŸ. Temiz ve bakımlı bir yer. Küçük bir ücret ödeyerek girebiliyorsunuz. KADEM PAÅžA HATUN TÃœRBESÄ°: Van-ErciÅŸ karayolunun, KarataÅŸlar mevkiindedir. Kitabesine göre: Karakoyunlu Cihan Åžah zamanında, 1453 yılında yapılmıştır. Mimari: Emir Rüstem. Karakoyunlu hükümdarı KarayusufÂ'un hanımı: Kadem PaÅŸa Hatun ve oÄŸulları için yaptırılmıştır. Türbe yapısı: 2 katlıdır. Alt kat: cenazelik bölümü, kare planlı olup, beÅŸik tonoz örtülüdür. Buraya: doÄŸu yönündeki bir basit kapıdan giriliyor. Batı duvarında açılan mazgal penceresiyle, türbenin içi aydınlatılmış ve aynı zamanda hava sirkülasyonu saÄŸlanmış. Türbenin ikinci katına: kuzey yönünde ve 6 basamaklı taÅŸ bir merdivenden çıkılarak girilmektedir. Türbede süsleme olarak: bitkisel ve geometrik desenler kullanılmıştır. Geometrik süslemelere, pencere üstlerindedir. Evet: sonuçta, Kadem PaÅŸa Hatim Türbesi: onikigen gövdeli, piramidal yapısıyla, AnadoluÂ'da görülen türbe mimarisinin devamı olması açısından önem taşımaktadır. KARA YUSUF PAÅžA TÃœRBESÄ°: Türbe yapısı: ErciÅŸ-Patnos karayolu üzerinde, Zortul köyü yakınlarındadır. Yapı üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak, yapı üzerinde bulunan figüratif bezemeler: Anadolu Türk sanatında hükümdarlık sembolleri olarak bilinmektedir. Ayrıca, yapının mimari özellikleri de deÄŸerlendirildiÄŸinde: muhtemelen, 15.yüzyılda, Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf PaÅŸa döneminde yapıldığı ve ona ait olduÄŸu düşünülmektedir. Türbe 2 katlıdır. Alt kat: kare planlı ve beÅŸik tonozludur. Buraya, doÄŸu yönünden, iki basamaklı merdivenle iniliyor. Ãœst kat giriÅŸi ise, kuzey yönündeki giriÅŸ kapısındandır. Yapıda: süsleme olarak figüratifler kullanılmıştır. Ayrıca: geometrik ve bitkisel motiflerden de yararlanılmıştır. Kuzey cephede: en üstte, simetrik olarak yerleÅŸtirilmiÅŸ ve sırt sırta vermiÅŸ, iki aslan figürü var. Bunların gövdeleri: yandan, baÅŸları ise profilden resmedilmiÅŸ. Kuyrukları ise ejder başı ÅŸeklinde. Yapının tek geometrik süslemesi, güney penceresi alınlığında yapılmış ve sonsuzluk hissi veren sekizgenlerdir. Sonuç olarak: türbe yapısı, Kadem PaÅŸa Hatun türbesiyle, plan ve teknik özellikler olarak benzerlik gösteriyor. Ayrıca, türbe üzerindeki bezemeler, Anadolu Türk sanatında, hükümdarlık, güç, kuvvet sembolize etmektedir. Bu özellikleri açısından, türbe önem arzediyor. URARTU DÖNEMÄ°NE AÄ°T ÇİVÄ° YAZILI KÄ°TABELER: Bu kitabeler: Van-ErciÅŸ karayolu üzerinde, KarataÅŸlar mevkiinde, blok kayalar üzerindedir. Kitabenin boyutları: 1.5x 1 metre ölçülerindedir. Çerçeve içine alınan kitabede: Urartu kralı SarduriÂ'nin: bu bölgedeki faaliyetlerinden söz edilmektedir. Daha ayrıntılı söz etmek gerekirse, burada yazılı olanlar ÅŸunlar: “ Tanrı Hadlinin büyüklüğü ile Sarduri ArgiÅŸtioÄŸlu, bu üzüm bağını yaptırdı. Sarduri der ki: hiç kimse, üzüm bağından çalmasın. Her kim çalarsa Â…. Versin. Tanrı Haldi, Tanrı TeyÅŸeba, Tanrı Åživini, onu güneÅŸin altında yok etsinler”Yani, büyük bir olasılıkla, burada büyük bir üzüm bağı vardı ve burada bulunan üzümlerin korunması için yazılmış bir yazıt olsa gerek. DiÄŸer bir yazıtta da, yine üzüm bağından ve üzümlerden söz ediliyor. Evet, burada bir zamanlar büyük üzüm baÄŸları bulunduÄŸu kesin. MÖ.743-735 yılları yani, 2700 yıl önce, üzüm baÄŸları. 23 Ekim 2011 günü, saat: 14.00 civarında, yörede olan ÅŸiddetli depremin hazin sonuçlarını, bugünlerde izleyebiliyoruz. YeÅŸil ErciÅŸ, Van gölü kıyısında, yörenin en güzel, modern ve ÅŸirin ilçelerinden biridir. Sanırım, bu güzelliklerin yerini, ÅŸu günlerde büyük sıkıntılar almış durumda. Tüm yöre insanına geçmiÅŸ olsun dileklerimi ileterek yazıma baÅŸlıyorum. ErciÅŸ bölgesine bir kez gittim, özellikle: Van yönünden gelirken, öncelikle saÄŸ yanınızda, yol ile göl arasında, büyük bir yeÅŸillik, yeÅŸil alan görüyorsunuz ve daha sonra, buranın ErciÅŸ ilçe merkezi olduÄŸunu anlıyorsunuz. Evet, yemyeÅŸil bir yer. Düzenli yapılaÅŸma var, güzel bir yer olduÄŸunu gördüm. ULAÅžIM: ErciÅŸ ilçe merkezinin, il merkezi olan Van ÅŸehrine olan uzaklığı: 90 km.dir. ErciÅŸ-Adilcevaz arasındaki uzaklık: 66 km. ErciÅŸ-Ahlat arasındaki uzaklık: 88 km. ErciÅŸ-Tatvan arasındaki uzaklık: 130 km. ErciÅŸ-Patnos arasındaki uzaklık: 54 km. ErciÅŸ-AÄŸrı arasındaki uzaklık: 144 km. ErciÅŸ-DoÄŸubayazıt arasındaki uzaklık: 133 km. Ä°ranÂ'dan, OrtadoÄŸuya giden transit yol, buradan geçmektedir. xxxxxxxxxxx TARÄ°HÄ°: Tarihte, yöreye verilen isimler: ArzaÅŸkun, Arsissa, ArgiÅŸti Khinili, ArciÅŸ, ArdiÅŸi, Eganis, ErdiÅŸ. Urartu krallarından II.Arsissa, bu topraklar üzerinde Arsissa veya ArzaÅŸkun isimli ÅŸehir kurmuÅŸlardır. Takip eden dönemlerde ise, yörede: Selçuklular, Osmanlılar, Celayirliler ve Karakoyunlular egemenlik kurmuÅŸlardır. 1365-1469 yılları arasında ise, DoÄŸu Anadolu, Irak ve Ä°ran topraklarında egemenlik kuran Karakoyunlu Devletine baÅŸkentlik yapmıştır. 13.yüzyılda: ünlü ticaret yolunun buradan geçiyor olması, yörenin önem kazanmasına neden olmuÅŸtur. 1841 yılında, Van gölü sularının alçalıp-yükselmesi nedeniyle, ErciÅŸ halkı, eski yerleÅŸim yerleri olan ErciÅŸ kalesi ve civarını terk ederek, bugünkü yere taşınmışlardır. 1910 yılında, ErciÅŸ, Ä°lçe olur. 1915 yılındaki Rus iÅŸgali sırasında yaÅŸanan, Ermeni vahÅŸeti ve kötü günler, 1 Nisan 1918 tarihinde iÅŸgalin sona erdirilmesiyle bitirilir. GENEL: Van ilinin, en büyük nüfusuna sahip ve en geliÅŸmiÅŸ ilçesidir. Ticaret hayatı çok güçlüdür. Özllikle: kükürt gibi doÄŸal ürünlerini iÅŸleyecek sanayi tesislerinin bulunmaması, büyük eksikliktir. Günümüzde, ilçenin en büyük geçim kaynağı: ErciÅŸ Åžeker Fabrikasıdır. Konum olarak: göl kıyısında bulunmayıp, Van gölünden 5 km. içeridedir. Sanırım göl taÅŸkınlarından korunmak için, göl kıyısında yapılmamış. Göl seviyesinden yükseklik ise: 25 metredir. Ä°klim ÅŸartları düşünüldüğünde, tek kelime: kışın muhteÅŸem soÄŸuktur. ErciÅŸ ovası: Van gölü kıyılarının en geniÅŸ ovalarının başında gelir. Ä°lçe merkezi, tam bir kavak cennetidir. Süphan dağının yakınlarında bulunması nedeniyle, yerde ince bir toz tabakası hiç eksik olmaz. Hani, en küçük bir rüzgarda, her yer toz-duman derler ya, o ölçüdedir. xxxxxxxxxx ERCÄ°Åž ASKERÄ° BÄ°RLÄ°KLERÄ°: Son olarak, ErciÅŸÂ'ten söz edipte, burada bulunan “Askeri Birliklerden” söz etmemek olmaz. ErciÅŸ: bulundurduÄŸu birçok askeri birlik ile öne çıkan ve bu birliklerde askerlik hizmetini yapanların, burada yaÅŸamış olmaları ve anılarının bulunması ile de öne çıkan bir yer. Buraya atanan askeri ÅŸahıslar: bulundukları yerden Van havaalanına uçakla gelmekte ve daha sonra, karayolu ile ErciÅŸÂ'e ulaÅŸmaktadırlar. Xxxxxxxxxxx ERCÄ°Åž ÃœZÃœMÃœ: Fındık büyüklüğünde, kabuÄŸu çok ince, tadı ise ne ekÅŸi-ne tatlı olarak öne çıkıyor. Yiyenlerin aÄŸzında, farklı tatlar bırakıyor. ErciÅŸ üzümü: aÅŸağıda belirteceÄŸim gibi, Urartular döneminde, yörenin en büyük tarımsal etkinliÄŸi olarak öne çıksa da, daha sonraki dönemlerde, üzüm hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak: 1800Â'lü yıllarda, ErciÅŸ yöresinde, üzüm, birçok ailenin geçim kaynağı olarak biliniyor. Bu üzüm, özellikle: yörede yaÅŸayan Ermeniler tarafından, ÅŸarap yapımında kullanılmış. Hatta, ünü, FransaÂ'ya kadar uzanmış. Ancak, zamanla Ermenilerin bölgeden ayrılmaları üzerine: ErciÅŸ üzümü üretiminde de duraklama olmuÅŸ. Rus iÅŸgaliyle de, üzüm üretimi tamamen bitmiÅŸ. 1900Â'lü yılların ortalarında, üretim yeniden canlanmış. Ancak: yine de günümüzde, ErciÅŸ yöresinde üzüm üretimi, pek yaygın deÄŸil. xxxxxxxxxx NE YENÄ°R: Fazla bir yemek kültürü yok. Ancak, ilçe merkezinde, kahvaltıda mutlaka “sucuklu-yumurta” denemelisiniz. Yemek olarak ise, lokantalarda “etli kuru fasülye” yemelisiniz. Burası: et diyarıdır. Özellikle: kuzu eti önerilir. xxxx GEZÄ°LECEK YERLER: ÇELEBÄ°BAÄžI BELDESÄ°: Burası, Zilan ayının Van gölü ile buluÅŸtuÄŸu nokta. Burada: sazlık ve çimenlerden oluÅŸan ve içinde yaklaşık 50Â'ye yakın kuÅŸ barındığını görebilirsiniz. Yani, çok büyük bu sazlık alanda, her an deÄŸiÅŸik kuÅŸ türleriyle karşılaÅŸmak mümkün. Hatta: Van gölü kıyısında filamingoları görebiliyorsunuz. Çünkü: Çelebibağı bölgesi, filamingoların göç yolları üzerinde bulunuyormuÅŸ. Bu nedenle, havaların ısınmasıyla birlikte, özellikle büyük sürüler halinde filamingoları görmek mümkün. Burada: 3 ay konaklıyorlarmış. Eylül ayından itibaren de, daha güneye, sıcak bölgelere gidiyorlarmış. ZORTUL KÃœMBETÄ°: Ä°lçe merkezine baÄŸlı, Zortul köyündedir. Karakoyunlulardan önemli bir ÅŸahsiyet için, 15.yüzyıl baÅŸlarında inÅŸa edildiÄŸi düşünülmektedir. Kümbetin üzeri, piramidal bir külahla örtülmüştür. Ãœzerindeki figürlü bezemeler görülmeye deÄŸerdir. Bu bezemelerde: çift baÅŸlı kartal, aslan ve kuÅŸ figürleri var. Bunların yanında: bitkisel bezemeler ve külahın altında, yazı kuÅŸağı dolanmaktadır. ERCÄ°Åž KALESÄ°: ErciÅŸ-Adilcevaz karayolu üzerinde bulunuyor ama ana yoldan ayrılarak, tali yola, yani sola sapmak gerekiyor. Kalenin büyük kısmı yıkılmış ve günümüze herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Bu yüzden, kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, yapının gerek mimari ve gerekse teknik özelliklerine bakılarak: muhtemelen 12. ile 14.yüzyıl arasında yapıldığı söylenebiliyor. Yapıldığı dönemden sonra, burayı gezen Evliya Çelebinin yazılarında, bu kale ile ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olmak mümkün. Evliya Çelebi ErciÅŸ kalesi hakkında ÅŸunları yazmaktadır: Van gölü kenarında, kayalık bir tepe üzerinde, dört köşesi kuvvetli bir kaledir. Her taşı, fil büyüklüğündedir. Dört köşesindeki kuleler, gayet saÄŸlamdır. Havalesiz bir kale olduÄŸundan, duvarı o kadar yüksek deÄŸildir. Fakat, o kadar geniÅŸtir ki, üzerinde bir atlı cirit oynayabilir. Çevresinde hendek yoktur. Bazı yıllarda, Van gölü suları yükselince, bu kale 8 ay sular altında kalır. Kalenin iki kapısı vardır. Kale içinde, üstü toprak örtülü 1000 ev vardır. Bir de minareli Süleyman Han camisi vardır. Yusuf PaÅŸa camisi, tamir edilmiÅŸ haldedir. Kale içinde, 200 kadar dükkan vardır. Ayrıca, güzel bir liman vardır ve Van gemileri, tüccarları buraya getirir. Evet, iÅŸte bu muhteÅŸem anlatımlara inanarak, kaleyi görmeye giderseniz, maalesef kaleden geriye yani günümüze bir ÅŸey kalmamış olduÄŸunu görürsünüz. Sadece, birkaç sur duvarı ve hatta göl suları içindeki sur duvarları. Yine de, gerçek olan ÅŸu ki: Evliya Çelebinin yazılarının doÄŸruluk derecesi tartışılmaz, demekki bir zamanlar burada gerçekten muhteÅŸem bir kale varmış. Bu havayı teneffüs etmek isterseniz, kaleden günümüze kalan iki sur duvarını görmeye gidebilirsiniz. HAYDARBEY- BALIK BENDÄ° MESÄ°RE YERÄ°: Ala daÄŸların eteklerinden doÄŸarak gelen ve Van gölü ile kucaklaÅŸan Deli çayÂ'ın bulunduÄŸu bölge özel bir anlam taşıyor. Burada: her yıl Nisan-Temmuz ayları arasında, Van gölünün derinliklerinden gelen inci kefalleri: yumurtalarını bırakmak üzere, deliçayÂ'a girmeye çabalıyorlar ve bu çabaları, muhteÅŸem bir görüntü ortaya çıkarıyor. Bu görüntü: tam anlamıyla, dans eden balıklar. Çünkü: yumurtlamak üzere, dereye girmeye çalışan balıklar, suyun ters istikametine doÄŸru hareket ederken, kayaların yüksekliÄŸi nedeniyle, zıplayarak hedeflerine ulaÅŸmaya çalışıyorlar. Bu mevsimde, buralarda olursanız, bu görüntüyü izlemenizi öneriyorum. Dünyanın baÅŸka bir yerinde, benzer bir görüntü olabileceÄŸini sanmıyorum. Mutlaka zaman ayırın. Zaten, bu yöre aynı zamanda, yöre halkı tarafından piknik yeri olarak kullanılıyor. Yeri mi: ErciÅŸ-Van karayolunun, 10Â'ncu kilometresinde, Åžeker Fabrikasının yanında. Burası: ErciÅŸ Özel Ä°daresine ait ve ErciÅŸ Açık Cezaevi mahkumları tarafından iÅŸletiliyormuÅŸ. Temiz ve bakımlı bir yer. Küçük bir ücret ödeyerek girebiliyorsunuz. KADEM PAÅžA HATUN TÃœRBESÄ°: Van-ErciÅŸ karayolunun, KarataÅŸlar mevkiindedir. Kitabesine göre: Karakoyunlu Cihan Åžah zamanında, 1453 yılında yapılmıştır. Mimari: Emir Rüstem. Karakoyunlu hükümdarı KarayusufÂ'un hanımı: Kadem PaÅŸa Hatun ve oÄŸulları için yaptırılmıştır. Türbe yapısı: 2 katlıdır. Alt kat: cenazelik bölümü, kare planlı olup, beÅŸik tonoz örtülüdür. Buraya: doÄŸu yönündeki bir basit kapıdan giriliyor. Batı duvarında açılan mazgal penceresiyle, türbenin içi aydınlatılmış ve aynı zamanda hava sirkülasyonu saÄŸlanmış. Türbenin ikinci katına: kuzey yönünde ve 6 basamaklı taÅŸ bir merdivenden çıkılarak girilmektedir. Türbede süsleme olarak: bitkisel ve geometrik desenler kullanılmıştır. Geometrik süslemelere, pencere üstlerindedir. Evet: sonuçta, Kadem PaÅŸa Hatim Türbesi: onikigen gövdeli, piramidal yapısıyla, AnadoluÂ'da görülen türbe mimarisinin devamı olması açısından önem taşımaktadır. KARA YUSUF PAÅžA TÃœRBESÄ°: Türbe yapısı: ErciÅŸ-Patnos karayolu üzerinde, Zortul köyü yakınlarındadır. Yapı üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak, yapı üzerinde bulunan figüratif bezemeler: Anadolu Türk sanatında hükümdarlık sembolleri olarak bilinmektedir. Ayrıca, yapının mimari özellikleri de deÄŸerlendirildiÄŸinde: muhtemelen, 15.yüzyılda, Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf PaÅŸa döneminde yapıldığı ve ona ait olduÄŸu düşünülmektedir. Türbe 2 katlıdır. Alt kat: kare planlı ve beÅŸik tonozludur. Buraya, doÄŸu yönünden, iki basamaklı merdivenle iniliyor. Ãœst kat giriÅŸi ise, kuzey yönündeki giriÅŸ kapısındandır. Yapıda: süsleme olarak figüratifler kullanılmıştır. Ayrıca: geometrik ve bitkisel motiflerden de yararlanılmıştır. Kuzey cephede: en üstte, simetrik olarak yerleÅŸtirilmiÅŸ ve sırt sırta vermiÅŸ, iki aslan figürü var. Bunların gövdeleri: yandan, baÅŸları ise profilden resmedilmiÅŸ. Kuyrukları ise ejder başı ÅŸeklinde. Yapının tek geometrik süslemesi, güney penceresi alınlığında yapılmış ve sonsuzluk hissi veren sekizgenlerdir. Sonuç olarak: türbe yapısı, Kadem PaÅŸa Hatun türbesiyle, plan ve teknik özellikler olarak benzerlik gösteriyor. Ayrıca, türbe üzerindeki bezemeler, Anadolu Türk sanatında, hükümdarlık, güç, kuvvet sembolize etmektedir. Bu özellikleri açısından, türbe önem arzediyor. URARTU DÖNEMÄ°NE AÄ°T ÇİVÄ° YAZILI KÄ°TABELER: Bu kitabeler: Van-ErciÅŸ karayolu üzerinde, KarataÅŸlar mevkiinde, blok kayalar üzerindedir. Kitabenin boyutları: 1.5x 1 metre ölçülerindedir. Çerçeve içine alınan kitabede: Urartu kralı SarduriÂ'nin: bu bölgedeki faaliyetlerinden söz edilmektedir. Daha ayrıntılı söz etmek gerekirse, burada yazılı olanlar ÅŸunlar: “ Tanrı Hadlinin büyüklüğü ile Sarduri ArgiÅŸtioÄŸlu, bu üzüm bağını yaptırdı. Sarduri der ki: hiç kimse, üzüm bağından çalmasın. Her kim çalarsa Â…. Versin. Tanrı Haldi, Tanrı TeyÅŸeba, Tanrı Åživini, onu güneÅŸin altında yok etsinler”Yani, büyük bir olasılıkla, burada büyük bir üzüm bağı vardı ve burada bulunan üzümlerin korunması için yazılmış bir yazıt olsa gerek. DiÄŸer bir yazıtta da, yine üzüm bağından ve üzümlerden söz ediliyor. Evet, burada bir zamanlar büyük üzüm baÄŸları bulunduÄŸu kesin. MÖ.743-735 yılları yani, 2700 yıl önce, üzüm baÄŸları.
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Editör
Ãœye GiriÅŸi
Kullanıcı Adı:
Åžifre:
Ãœye Ol / Åžifremi Unuttum
Ãœye Ä°statistikleri
Son Ãœye Nihat
Toplam 383 Ãœye
Son FotoÄŸraf
19 Eylül Ahtamara Ayini ulupamirde internet kafe-i.tunç atlar yarış Simi Adasý vanyolu Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist