13. Bölüm: İran Şahı Abbas, Van Kalesi’ni Kuşatmaya Karar Veriyor

07 Haziran 2010 04:32 / 2021 kez okundu!

 


İran Şahı Abbas, Van kalesini kuşatmaya karar verince, Emrah ile Selvi Han'ın yaşamında da başka bir dönem açılacaktır. Acılar, arayışlar, hasretlerle dolu günler başlıyor...

Bunlar bu halde devam ederken Şah Abbas gamlı bir günde on iki mirzasıyla divanda konuşuyordu. İçlerinden biri sıçrayıp Şah’ın ayağına yüz sürdü ve:
- Şah sağ olsun, bir tarihte Hindistan’a tüccarlıkla sefer ettim. Anda bir kale gördüm ki bin pare mermerden yapılmış, o kadar yüksekte ki üzerinden kuş uçmaz, duman geçmez, yapan ustaya da aşkolsun. O kale öz Şah’a lâyıktır.

Şah Abbas bunu dinlerken, hanlardan Hasan Han yerinden kalktı ve :
- Şahım, bu Han’ın dediği kaleyi görmüşümdür. Bu hiçtir. Türkiye’de [1] Van toprağında bir kale var, Hazreti Ali’den sonra alınmamış, kılıç değmemiş Şeddadî [2] bir kale. Yedi iklim bir araya gelse Van Kalesi’ni kılıçla alamazlar.

Şah Abbas dinledikten sonra :
- Ey Hasan Han! Ben bu kaleyi alamaz mıyım ?

Hasan Han:
- Hayır alamazsın Şahım !

Şah Abbas merak etti, düşündü. Van Kalesi’ni almaya karar verdi, birinci vezire seslendi :
- Hemmi [3] vilâyetlere name [4] yazılsın, atlılar toplansın, Van üzerine seferim var.

Nameler yazıldı, İran’ın dört bucağına dağıldı. Kırk günde yetmiş bin atlı toplandı. Ordulara Şah Abbas kumanda edecekti.

Kırk birinci gün, Şah Abbas, yetmiş bin Serbaz ile Hoy [5] ’dan çıktı, Van Paşası’nın haberi olmadan, gecenin bir vaktinde Şah Abbas, Van Kalesi’ni kuşattı. Yollar kesildi, Van Kalesi’ne hücum etti. Van Paşası kalenin kapılarını kapatmış, burçların üzerinden müdafaa ediyordu. Şah Abbas ne kadar hücum ettiyse de kaleyi alamadı. Askeri pırasa gibi dökülüyordu. On iki vezirini topladı :
- Mirzalar, Vezirler ! Bu kale zorla alınmaz, almadan da geri gidilmez, Şahlık şanıma noksan düşer, buna bir tedbir ! dedi.

Bu işi evvelce ortaya süren Hasan Han, Şah Abbas’a :
- Şah sağ olsun, ne var ki, bunun da çaresi bulunur. O da şu. Bu kalenin içindekileri açlıktan bunaltıp almak. Şu var ki bu iş de ancak yedi senede olur. Yedi sene ise bir kalenin başını beklemek hayli usançlı bir iş ama, onun da kolayı var. Emret her Serbaz kendine bir bağ diksin. Herkes bağ ile uğraşanda usanmaz, vakittir gelir geçer.

Şah Abbas bunu uygun buldu ve emretti. Her Serbaz kendine bir bağ dikti ve hepsinin adını Şah Bağları [6] koydular.

(devamı haftaya : Van Kalesi’ni Kuşatmak Kolay Değilmiş)


--------------------------------------------------------------------------------


[1] O dönemde henüz Türkiye kelimesi kullanılmamaktaysa da anlatan aşık böyle tercih etmiş.
[2] Yemen’de Âd kavminin hükümdarı. Büyük binaları, bu arada Cennet’e benzetmek isteğiyle yaptırdığı İrem ile ün salmıştır. Bu bağdaki köşke giremeden Tanrı gazabına uğrayarak hepsinin yerin dibine geçtiği söylenir. Şeddadî, Şeddad yapısı gibi, demektir.
[3] bütün, tüm.
[4] Mektup.
[5] İran’ın bir kenti.
[6] “Van’daki Şah Bağları, Şah Abbas’tan kalmadır.” Anlatan âşık

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
       Facebook'ta Paylaş       
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Editör
Konuk Defteri
Üye İstatistikleri
Son Üye Nihat
Toplam 383 Üye
Son Fotoğraf
bursa erçiş derneği kadınlar köfte gunu bursa erçiş derneği kadınlar köfte gunu 30 mayıs erkek üyelerin pazar kahvaltısı bursa erçiş derneği kadınlar köfte gunu sanatkarın alın teri vangölünden süphan kutbettin amca ve koyunları Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist