Erciş'teki kardeşlik ve PKK'nın rahatsızlığı / Murat Aksoy

Erciş'teki kardeşlik ve PKK'nın rahatsızlığı / Murat Aksoy

Ä°ki gündür Van ve ErciÅŸ'teyim. Van'daki yoÄŸun hava trafiÄŸi yüzünden THY'nın tarifeli uçağı yaklaşık 1 saat rötar ile kalktı. Uçak, Van'ın üzerine geldiÄŸinde depremin vurduÄŸu deÄŸil de bambaÅŸka bir ÅŸehir gibi görünüyor. Uçak Van Gölü'nün üzerinde süzülerek indiÄŸinde havaalınındaki yoÄŸun uçak trafiÄŸi size umut veriyor. Farklı ülkelerden gelen ve yardım taşıyan uçaklar yüklerini boÅŸaltıyor. Kargo bölümünün çıkışında uzun kamyon ve tır kuyruÄŸu bu yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaÅŸtırmak üzere bekliyor.

Saat 7'den sonra Van'ın merkezinde herhangi bir caddeye baktığınızda ÅŸehrin bir hayalet ÅŸehir olduÄŸunu düÅŸünebilirsiniz. Yan yana dizikmiÅŸ 5-6-7 katlı binaların sadece alt katlatında tek tük açık dükkanların ışıklarını görebilirsiniz. Binaların üst katları neredeyse ışıksız. Sanki terk edilmiÅŸ bir ÅŸehir. Bunun nedeni insanların evlerine girememeleri.

Van'da yaÅŸanan çadır sıkıntısının nedeni de bu. GörüÅŸtüÄŸümüz depremzedeler, depremin asıl zararı evlerin içine verdiÄŸini ve evlerin yüzde 50-60'nın kullanılamayacak durumda olduÄŸunu söyledi.

Çadırlarda kalanların çoÄŸu kiracı. Van merkezde nuüfus yaklaşık 500 bin. Bunun 3'te 2'si son yıllarda çevre illerden özellikle komÅŸu il Hakkari'den gelmiÅŸ. Van'a göç edenler ÅŸimdi Hakkari'ye de dönemedikleri için çadırlara sığınmış durumdalar.

Geceyi Van'da ValiliÄŸi'nin talebi ile henüz açılmamış bir otelde konakladım. Otel'in duvar ve kiriÅŸlerinde çatlaklar vardı. Otelden önce gördüÄŸümüz çadır kenti, sokak aralarındaki çadırları düÅŸündüÄŸümüzde bu çatlaklar önemini kaybediyordu.

Geceyi sanıyorum iki sarsıntı (4,0 ve 4,2) ile geçirdik. Sabah erkenden ErciÅŸ'e gitmek üzere yola çıktık. ErciÅŸ'e yaklaÅŸtıkça depremin acı yüzünün Van'dan daha ağır olduÄŸunu gördüm. Yolun solunda kalan NorÅŸin Petrol istasyonunda tavan kaplaması ana binadan kopmuÅŸ ve otomobilin üzerine düÅŸmüÅŸ. Yolda oluÅŸan yarıklar ÅŸimdilik asfalt ile doldurulmuÅŸ.

ErciÅŸ'in hemen giriÅŸindeki kapalı spor salonu hastaneye dönüÅŸtürülmüÅŸ. Ä°lk müdahale burada yapılıyor. Ancak hastaneden çıkıp Vanyolu Caddesi'nde yürüdükçe iki ÅŸey hemen göz çarpıyor. Ä°lki depremin acı resmi, ikincisi depreme inat, depremi yenmek için kurulan kardeÅŸlik. ErciÅŸ'te 80'e yakın bina çömüÅŸ ve 500'ün üzerinde can kaybı var. Bunun yanında depremin ilk günden itibaren çöken binaların altında kalanları hayata döndürmek içinde seferber olmuÅŸ Türkiye var. Sokaklarda âdeta plaka kardeÅŸliÄŸi var. 26 plakalı, 24 plakalı, 16 plakalı, 66 plakalı, 35 plakalı, 34 plakalı, 58 plakalı ve neredeyse bütün Türkiye'den gelmiÅŸ 112 Ambulanslar, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) ve sivil savunma kurtarma ekipleri var. Birbirlerini hiç tanımıyorlar, farklı illerden gelmiÅŸler ama aynı amaç için uyum içinde çalışıyorlar: "bir can daha fazla kurtarmak" bütün hedefleri bu.

Van ve ErciÅŸ'te geçirdiÄŸim iki gün, daha önce bölgede gittiÄŸim Diyarbakır'da, Mardin'de, Hakkari'de hissettiÄŸim bir gözlemi yeniden test etmem imkan tanıdı. Gerçekten Türkiye'nin Batısı ile DoÄŸusu arasında var olan büyük uçurumu ve bu uçurumda terör yüzünden, Kürt sorunu yüzünden konuÅŸamadığımız çok fazla ÅŸey olduÄŸunu gösterdi. Elbette Kürt sorunu ve terör bölge insanının gündelik hayatının bir parçası. Ancak Kürt sorunu ve terör aynı zamanda bölge insansının gündelik hayattaki sorunların üzerini de örten büyük bir örtü. Artık o örtüyü yırtma zamanı geldi. Deprem bize o fırsatı verdi.

Van'da ErciÅŸ'te amacı bir can daha kurtarmak olanlara PKK'nın verdiÄŸi cevap gerçekten insani ve ahlaki deÄŸil. Hedefin bir can daha fazla kurtarmak olduÄŸu, Kürt-Türk ayrımının her açıdan ortadan kalktığı ErciÅŸ ve Van'ın aksine PKK, Osmaniye'de polise saldırarak, Bingöl'de canlı bomba eylemiyle adeta bir can daha fazla almak için terör eylemlerinde devam etti. PKK, Türkiye ile Van-ErciÅŸ arasında var olan ve depremle birlikte kenetlenen kardeÅŸlik köprüsünü hedef aldı.

Oysa depremin yeni bir eylemsizlik için fırsat olabileceÄŸini düÅŸünmüÅŸ ve yazmıştım. Son saldırılar PKK'nın derdinin çözüm olmadığını gösterdi. Onlar insanların yas tutmasına bile dayanamıyorlar. Onlar savaÅŸmak istiyorlar. Onlar depremin yarattığı kardeÅŸlikten rahatsızlar.

Onlara artık dur deme zamanı gelmedi mi?

Bunu Kürtler yapabilir bir de BDP.

Kürtlere düÅŸen "PKK'ya durun", tüm Türkiye'ye düÅŸen de "hükümete daha çok demokrasi" demek olur.


Mülteciler için deprem daha zor

Van'daki Et ve Balık Kurumu'nun bahçesinde kurulan çadır kentin biraz uzağında iki sarı çadır dikkami çekyor. Çadırlara yaklaÅŸtıkça bunların çadır deÄŸil, sarı naylondan yapılmaya çalışan bir çadır olduÄŸunu görüyorum. Yan yana duran iki çadırda üç Afgan mülteci aile yaşıyor. Toplam 11 kiÅŸiler ve 3'i çocuk. Ali (13), Nejmi (8) Davazza dışarda, küçük kardeÅŸleri çadırda uyuyor. Mülteci depremzedelerin yardım alması da zor. Hem iletiÅŸim sorunları var hem de kimseyle ÅŸikayette bulunamıyorlar. Yemek ve ekmek dağıtan araba geldiÄŸinde sıraya girip yemek alıyorlar. Kimseden birÅŸey isteme ve ÅŸikayet etme lüksleri yok. Van'da yaklaşık 3 binin üzerinde mülteci yaÅŸadığını düÅŸünürseniz durumun daha acı olduÄŸunu görebilirsiniz. 

Murat Aksoy

Yeni Åžafak

http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=30.10.2011&y=MuratAksoy

Arkadaşına Gönder Yazdır