KÃœRTLERDE ERMENÄ° ALGISI (1915)

19 Aralık 2011 03:12 / 1910 kez okundu!

 

Bireylerarası ve toplumlararası ilişkiye yön veren en temel etmen ne yazık ki çıkar duygusudur. Her ne kadar hoşa gitmese de evrensel bir yasadır bu. Hayvanlar âleminde de genel bir varoluş yasası olan bu durum insanlığın gelişim evresinde ve tarihin oluşumunda belirleyici önemdedir.

Kürt Ermeni iliÅŸkilerinde de durum aynıdır. Bin yıllardır komÅŸuluk iliÅŸkisi içinde olan OrtadoÄŸu’nun ve Kafkasya’nın bu iki eski halkı hep bu temel duygunun dürtüsüyle ya savaÅŸmış ya da iyi iliÅŸkiler içinde olmuÅŸlardır. Ancak iki halk arasında yaÅŸanan tarihsel diyaloglar daha çok sürtüşme ve savaÅŸ biçiminde geliÅŸmiÅŸtir. Ä°slamiyeti kabul etmesiyle belli bir üstünlük yakalayan Kürtlerin, bölgedeki egemen devletlerin kışkırtması ve teÅŸvikiyle verimli topraklara sahip Ermenistan’a dönük yayılma eÄŸilimi çatışmaların baÅŸlamasına vesile olmuÅŸtur. Çatışma dönemlerinde bölgeyi denetim altında tutan Müslüman devletler Ä°slamiyeti kabul etmiÅŸ Kürt’ü korumaya özel bir önem vermiÅŸtir. Çünkü kuzeye yayılım Kürtler üzerinden olacaktır.

Bölgenin Ä°slamlaÅŸması Ermenilere hep kaybettirmiÅŸtir. Ancak Osmanlının güçlü dönemlerinde belli bir huzuru yakalayan bu Hıristiyan halk 19. Yüzyılın ortasından itibaren siyasallaÅŸma sürecine girmiÅŸtir. Bu süreçte Osmanlı düşmanı devletlerin ilgisine mazhar olan Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı'nda tercihini Rusya, Britanya ve Fransa’dan yana yapmıştır. Durum deÄŸerlendirmesi yapan Kürtler ise, bölgenin bu güçlerin eline geçmesiyle büyük bir kıyıma uÄŸrayacağını fark ederek doÄŸal müttefiki Osmanlıyı bırakmamıştır. Çünkü tutunacağı biricik kuvvet Osmanlıdır. Almanya ve Avusturya hariç bütün Avrupa Osmanlı'nın doÄŸusunu ele geçirme noktasında Ermeniler üzerinden hesap yapmaktadır. Müslüman Kürt, bu ülkelerin ilgisini çekmemektedir.

Bu koÅŸularda padiÅŸah 2. Abdülhamit’i devirerek iktidara gelen Ä°ttihat ve Terakki istibdada karşı mücadelede kendisini yalnız bırakmayan Ermenilerin durumunu iyileÅŸtirmek için bir dizi reform yapar. Oysa Abdülhamit bölgede Kürtleri tutmuÅŸ Avrupa’yla iÅŸbirliÄŸi halinde olan Ermenilere karşı sert önlemler almıştı. Ä°ttihatçıların bu tavrından rahatsız olan aÅŸiret reisleri ve Hamidiye paÅŸaları, Ä°stanbul’a giderek hükümete Ermenilere dönük reformlar yapmaması yönünde bir nota vermiÅŸtir (Batı Ermenistan Kürt Ä°liÅŸkileri ve Jenosid. M. Kalman). Çünkü Ermenilerin bölgede güçlenmesi demek Kürtlerin siyasal bakımdan öncelik kaybetmesi anlamına geliyordu. Ayrıca Kürtler Ermenilerin Ruslarla ve diÄŸer Avrupalı devletlerle dirsek temasına girdiÄŸini hükümetten daha önce sezmiÅŸ, tehlikenin boyutlarının sanıldığından çok daha büyük olduÄŸuna kanaat getirmiÅŸtir.

Kürtlerin sezgilerini haklı çıkaracak geliÅŸmeler bugünden bakıldığında çok daha net görülmektedir. Kürtler, gittikçe zayıflayan Osmanlının bölgeyi kaybedebileceÄŸi ve yerini Çarlık Rusya’sıyla Ermenilere bırakacağı yönünde güçlü bir algıya sahiptir. O dönem itibariyle Kürtlerin böyle düşünmelerinin haklılığı aslında yabana atılır bir durum deÄŸildir. Çünkü, Avrupa, Ermeniler üzerinden bölgeye sızma politikasını çoktan yürürlüğe koymuÅŸtur. Tarihçi Bilal N. ÅžimÅŸir Osmanlı Ermenileri adlı çalışmasında Ä°ngiliz Hükümetinin Ä°stanbul BaÅŸkonsolosluÄŸuna gönderdiÄŸi, Ermenilerin sosyo-ekonomik ve siyasal durumunu rapor etmesini emreden belgelerini yayınlamıştır. (Osmanlı Ermenileri. Bilal N. ÅžimÅŸir. Bilgi Yayınevi. Sayfa 52) Ä°ngiltere’nin Ä°stanbul BaÅŸkonsolosluÄŸu uzun bir çalışma sonucu hazırladığı raporu ülkesine göndermiÅŸtir. Bu raporların hazırlandığı tarih 1860’ları göstermektedir. Bu da Avrupa’nın Ermeni politikasının 19. Yüzyılın ikinci yasından itibaren ivme kazandığını göstermektedir. Bu yıllarda Avrupa’nın Kürt’ten neredeyse 'haberi yoktur'.

Kürtlerin bölgeyi kaybetme korkularının yersiz olmadığını daha sonraki yıllarda yaÅŸanan geliÅŸmelerden anlıyoruz. M. Kalman konuyla ilgili kitabında şöyle diyor: “TaÅŸnak Partisi ittihat Terakkiyle bir anlaÅŸma yaptı. Bu anlaÅŸmanın amacı ÅŸuydu: 1- MeÅŸrutiyeti her türlü gerici güçlere karşı korumak… 2- Ermeni vilayetlerinde en önemli sorun olan toprak sorununa bir çözüm yolu bulmak… 3- Ermeni vilayetleri için yöresel geniÅŸ bir özerk idareyi kurmak…“ Kalman devam ediyor: “Gördüğümüz gibi TaÅŸnak Partisinin çıkış noktası Ermenistan’dı. Ermenistan’la ilgili yukarıda üç önemli sorun Kürtleri Ermeni dostluÄŸundan ayırıyor ve onları Ermeni düşmanı yapıyordu. Kürtler tedirgindi, çünkü Kürdistan topraklarının bir kısmının büyük devletlerin yardımıyla Ermenilere verileceÄŸinin rahatsızlığı içindeydi.” (Batı Ermenistan Kürt Ä°liÅŸkileri ve Jenosid. M. Kalman. Zel Yayıncılık. Sayfa 83) Nitekim Birinci Dünya Savaşı sırasında Trabzon’dan baÅŸlayarak MuÅŸ ve Bitlis'e kadar inen Ruslar ve hemen yanı başındaki Ermeni Gönüllü Birlikleri iÅŸgal ettikleri yerlerdeki Müslümanları, dolayısı ile Kürtleri ya öldürmüş ya da göçe zorlamıştır. ABD'li tarihçi Justin McCarthy iÅŸgal öncesi ve iÅŸgal sonrası dönemde çoÄŸunluÄŸunu Kürtlerin oluÅŸturduÄŸu 700 bin Müslümanın öldürüldüğünü söylemektedir.

1918’de kurulan Ermeni Devletinin ilk baÅŸbakanı Ovanes Kaçaznuni de (ki 1915-1923 döneminde önemli görevlerde bulunmuÅŸ, TaÅŸnak Partisinin önde gelen liderlerinden biridir) 1923’deki parti konferansına sunduÄŸu özeleÅŸtirel deÄŸer taşıyan raporunda özetle şöyle demektedir:

1.Gönüllü silahlı birliklerin oluşturması hataydı.

2.Kayıtsız ÅŸartsız Rusya’ya baÄŸlanmıştık.

3.Tehcir kararı amacına uygundu.

4. Müslümanlar savunma içgüdüsüyle hareket etmişti.

5. İngilizler Taşnakları umutlandırmıştı.

6. Müslüman nüfusu katletmeye başlamıştık.

7. Ermeni saldırıları batı kamuoyunu kazanmaya dönüktü. (Taşnak Partisinin Yapacağı Bir Şey Yok -1923 Parti Konferansına Rapor-. Kaynak Yayınları)

Kaçaznuni bu raporda Ruslara ve Avrupa’ya güvenen Partilerinin (TaÅŸnak Partisi) Müslümanlara karşı hesapsız bir savaÅŸ baÅŸlattığını ve bunun derin bir hata olduÄŸunu vurgulamaya çalışmıştır.

Bu iÅŸin bölgedeki diÄŸer halkları (Kürtler ve Türkler) yok etmeyi amaçlayan emperyalist bir planın sonucu olduÄŸunu ise Osmanlıda uzun yıllar rahiplik yapan Papaz Lipsos şöyle aktarıyor: “Ermeni sorunu durup dururken ortaya çıkmamıştır. Avrupa diplomasisinin yarattığı bir sorundur. Ermeniler, Rusya ve Ä°ngiltere’nin politik çıkarlarının kurbanıdırlar.” “Ermeniler Londra ve Petersburg arasındaki diplomatik satranç oyununun piyonu oldular.” “PadiÅŸah ve Jön Türkler, Ä°ngiltere ve Rusya’nın diplomatik oyunlarının bir sonucu olarak Ermenileri, Türkiye’deki en tehlikeli etnik gurup olarak görmeye baÅŸladılar.” “Önce arkanızdayız dediler sonra onları (Ermenileri) yalnız bıraktılar.” (Talat PaÅŸa Davası – DoÄŸan AKHANLI)

Tarihçi Mehdrad Ä°zady ise iÅŸin baÅŸka bir boyutuna ışık tutmaktadır. Ä°zady, KÃœRTLER (Bir El Kitabı) adlı çalışmasında Kürtlerle ilgili aÅŸağı yukarı bütün ayrıntıları vermiÅŸ ve Ermeni meselesine de deÄŸinmiÅŸtir. Kitabın ilk sayfalarında yer alan bir harita TaÅŸnak Partisinin Kürtlere dönük niyetlerini ortaya koyuyor. Harita 1919’da Paris Barış Konferansına TaÅŸnak Partisince sunulan Ermeni taleplerini içeren vilayetleri gösteriyor. Buna göre, Trabzon, Kars, DoÄŸubayazıt, IÄŸdır, Bayburt, Erzurum, MuÅŸ, Van, Diyarbakır, Siirt, Bitlis, MaraÅŸ, Antep ve Adana kurulması öngörülen Ermenistan sınırları içine alınmış. Hatta ÅŸu anda Irak sınırı içinde bulunan Amediya bölgesi bile bu haritaya dâhil edilmiÅŸ. Peki, Ermeniler bu büyük bölgeyi ele geçirdiklerinde Kürtler nereye gidecekti? Ya da BolÅŸevik faktörü olmasaydı Ruslar sözünü ettiÄŸimiz bu ÅŸehirleri Kürtlere raÄŸmen ele geçirmeyecek miydi? Gerçekten de bunlar olsaydı, ÅŸimdi, bir Ermeni soykırımından deÄŸil de Kürt soykırımından söz ediyor olacaktık. Bu varsayım bile tek başına, TaÅŸnaksütyun’un ne kadar tehlikeli bir politikanın içinde olduÄŸunu göstermeye yetiyor. Çünkü iÅŸgale karşı direnen Kürtler (Müslümanlar) ya öldürülecek, ya da topraklarından göçe zorlanacaktı.

Yukarıda belgeler ışığında sunulan bilgiler Kürtlerin Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı'dan yana saf tutma gerekçelerini ortaya koymaktadır. Dönem itibariyle Kürtlerin Ermeni algısı hiç de olumlu değildir. Kaldı ki bu tehlike bugün de sürmektedir. Günümüz itibariyle yaşanan Kürt sorunu demokratik yollardan ve akılcı politikalarla çözülemezse yaşanacak bir içsavaş bölgeyi doğal olarak istikrarsızlaştıracaktır. Bu durumda yine küresel bazı güçlerin teşvikiyle Ermeniler hiç olmazsa Muş ve Bitlis'e kadar olan toprakları talep edecektir. Kürt hareketinin Soykırım tezini savunması Ermenilerin bu yöndeki tezini güçlendirecektir. Öyle ya madem bir soykırımdan söz ediyorsun o halde bölge Türkiye'nin dışına çıkmışken gereğini yapmak zorundasın. Uluslararası hukuk bunu emreder çünkü. Gerçi Kürtler, Ermenilerden gelen toprak talebini kabul etmeyeceklerdir. Bu durumda da bir Ermeni-Kürt savaşı kaçınılmaz olacaktır. Böylesi bir savaşta Hıristiyan Rusya ve Avrupa, Hıristiyan Ermeni'yi bırakıp Müslüman Kürt'ü desteklemeyecektir. Üstelik hemen güçlü devletlerin birçoğunun parlamentosunda kabul edilen soykırım yasası Ermenilerin elini güçlü kılacaktır.

Bunlar geleceğe dönük varsayımlardır. Ancak varsayımların bazılarının gerçekleştiğini tarihi geçmiş çok defa bize göstermiştir. Uluslararası gelişmeler iyi takip edilirse bu da gerçekleşme olasılığı yüksek bir varsayım kabul edilebilir. Ancak şu ana kadar yaşananlar Ermenilerin bu toprakları kaybettiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Sadece topraklar kaybedilmemiş derin travmalara yol açan ciddi acılar da vuku bulmuştur.

Oysa Ermeniler bölgede halkların iç içe yaÅŸadığı gerçeÄŸini göz önünde bulundurmuÅŸ olsaydı belki de tarih farklı bir ÅŸekilde sonuçlanacaktı. TaÅŸnak Partisi, Ermenilerin AnadolulaÅŸtığı gerçeÄŸini görmezden gelerek homojen bir bölge yaratma emelleri peÅŸinde koÅŸtu. Ne var ki tarih böyle bir yanlışı affetmedi. Oysa bölgenin belki de en eski bu halkı halkların kardeÅŸliÄŸi temelinde bir politikaya yönelme becerisini göstermiÅŸ olsaydı topraklarını kaybetmemiÅŸ olacak, Kürt’üyle Türk’üyle ve diÄŸer etnik ve dini unsurlarla bir arada kardeşçe yaÅŸamanın kapısı aralanmış olacaktı.


Eyyüp Altun

Son Güncelleme Tarihi: 19 Aralık 2011 07:43

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
       Facebook'ta PaylaÅŸ       
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Editör
Konuk Defteri
Ãœye Ä°statistikleri
Son Ãœye Nihat
Toplam 383 Ãœye
Son FotoÄŸraf
bursa erçiş derneği kadınlar köfte gunu sivas- i.tunç 5-18 Aralık İst. Tepe Nautilus Alış Veriş Merkezi bursa erçiş derneği kadınlar köfte gunu Deprem. A. Akar ulupamirde internet kafe-i.tunç Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist