Şivan ve Kırmızı Karanfil Müzik Festivali

18 Kasım 2013 07:48 / 14467 kez okundu!

 


"Yıllar önce politik sürgün olarak 10 yılımı geçirdiğim Hollanda’da, 1985 Kırmızı Karanfil Müzik Festivali'nde, Melike Demirağ ve Şivan'ın ilk kez birlikte çalıp söylemesini sağlamıştım. Melike Kürtçe, Şivan da Türkçe olarak "Megri"yi seslendirmişlerdi." Şivan 37 yıl sonra ülkesine döndü nihayet. Hem de tarihi bir günde, Barzani, Recep Tayyip Erdoğan ve İbrahim Tatlıses ile birlikte halkın önüne çıktı. Ben geçmişi yeniden anımsadım.

Şivan ve Kırmızı Karanfil Müzik Festivali

---------------0----------------

Rasim Ozan Kütahyalı’nın, başbakan yardımcısı Bülent Arınç ile yaptığı söyleşide Şivan Perwer’in Türkiye’de konser vermesi hatta bir bölümde kendisinin Türkçe, bir Türk müzisyeninin de Kürtçe söylemesinin konuşulması beni geçmişe götürdü… Melike Demirağ ve Şivan'ın birlikte sahne almasına yol açmıştım... 

Yıllar önce politik sürgün olarak 10 yılımı geçirdiğim Hollanda’da, 1985 Kırmızı Karanfil Müzik Festivali'nde (1), Melike Demirağ ve Şivan'ın ilk kez birlikte çalıp söylemesini sağlamıştım. Melike Kürtçe, Şivan da Türkçe olarak "Megri"yi seslendirmişlerdi. Kültürlerin dostluğunu, dillerin kardeşliğini ve barışçı, eşit birlikte yaşama isteğini dile getiren bu girişim; Almanya başta olmak üzere sonraları birçok Avrupa ülkesinde iki sanatçının "Türkülerimiz Kardeştir" sloganı altında bir dizi ortak konser vermesine yol açmıştı. Geçenlerde internet ortamında gözüme çarpan bir kayıt da, bu seri konserlerin açılış parçasıydı.
O sıralarda PKK, kendisinden yeni ayrılan Şivan'ın konser yapmasını engelliyordu. İsveç'e telefon edip kendisini davet edince Şivan şöyle dedi:

Ş: - Bak İlhami kardeş, ben Kırmızı Karanfil'in geçen sene yapılanını (2) Türkiye Postası'nda (3) okudum. Çok güzel bir girişim... Ben de katılmayı çok isterim ama gelirsem senin festivale yazık ederler... Mutlaka olay çıkartıp yarıda kestiriyorlar konserlerimi...

İM: - Sen o tarafını bana bırak. İlk konserde yaptığım konuşma nedeniyle (4) PKK'liler kulise tebriğe gelmişlerdi. Ayrıca ben Türkiye'den deneyimliyim, İzmir’de 5 ve 10.000 kişilik iki festivali arkadaşlarımla birlikte başarıyla yönettik, bunu da başarırız.

Ş: - Ben katılmaktan onur duyarım.

İM: - O onur bize ait sevgili Şivan; yalnız bir şartım var :(

Ş: - Söyle İlhami kardeş, Şivan'a da şart koşuler artık ;)

İM: - Bu şart iyi şart :) Festivalin amaçlarından birisi de bin yıllık Kürt Türk dostluğunun, kardeşliğinin pekiştirilmesi. Bunun için senin bir de Türkçe parça söylemeni arzuluyoruz. Bir Türk...

Ş: - İşte o biraz zor... Hele bu ortamda...

İM: - Evet zor ama bu ortamda özellikle gerekli... Bir Türk sanatçısının da Kürtçe söylemesini planlıyorum. Hele birlikte de söylenirse harika olur. Türkiye'ye ve dünyaya karşı güzel bir mesaj olur.

Ş: - Hımmm... Kim Kürtçe söyleyecek?

İM: - Melike Demirağ'ı düşünüyorum.

Ş: - Onu da Şanar ağabeyi de çok severim.

İM: - O zaman anlaştık sayıyorum.

Ş: - Tamamdır.

Aradan aylar geçti, 1985 Nisan ayında festival gelip çattı. Turquoise (5), Heval (6), Tahsin İncirci (7), Melike, Şivan, Cem Karaca, Çalgıya (8), Meral Taygun (9), Liesbeth List (10), Nizamettin Ariç (11) ve Keçkeş'den (12) oluşan festival başarıyla yapıldı. Önlemler ve ilişkiler sonucunda Şivan da o dönemdeki sorunsuz ilk konserini yaptı. Son parçasına gelince sahne arkasından Kürtçe "Megri" ezgisi yükseldi ve Melike alkışlar arasında yeniden sahneye geldi, Şivan da aynı ezgiye Türkçe devam etti. Gözleri yaşartan, ayakta alkışlanan bir performans ile bölüm son buldu.

Sonradan değişik konser dizilerinde süren ve Şanar Yurdatapan’ın evinin altındaki stüdyoda kasete dönüşen bu adımın yankıları, çoğaltılan, kopyalanan binlerce kaset yoluyla Anadolu'ya da yayılmıştı.

İşte bu klip, ortak konserlerin açılış parçası olarak beni 26 yıl öncesine götürdü.
Güzel günlerdi...

Bugün artık Kamber Ateşler hapishanelerde anneleriyle Kürtçe konuşuyor ama mahkemede Kamber Ateş’in KCK’lı kardeşleri Kürtçe susmaya zorlanıyorlar. Ve ne yazık ki gücümüz Şivan’ın, kendi yurdunda konser verebilmesine bile henüz yetmiyor. Ülkenin bir başbakan yardımcısının acıklı sözlerine rağmen hem de…


9 Şubat 2011

İ. Mısırlıoğlu

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Dip Notlar:

1- Kırmızı Karanfil Müzik Festivali: 1978, 1979 İzmir’de; 1984, 1985'de Lahey’de (Den Haag), 1987'de ise Amsterdam’da yapılan bir müzik festivali.

2- 1984 Lahey

3- Türkiye Postası: 1983 yılından 1990’lara kadar Berlin’de basılan ve tüm Avrupa’daki TKP kökenli işçiler ve politik göçmenler tarafından izlenen haftalık dergi-gazete.

4- Türkiye'de Kürtçe'nin yasaklanmasına, engellenmesine karşı bir tür Kamber Ateş Nasılsın? tarzında bir şiir okumuştum açılış konuşmamda. Politik sürgünlük yıllarımda bir gazetede gördüğüm haber beni çok etkilemişti. Hapisteki oğlunu görmeye giden Kürt kökenli bir anne, Kürtçe’den başka bir dil bilmediğinden ve Kürtçe konuşmak da yasak olduğundan görüşme süresince oğluna bakıp ağlamıştı. İşte beni ağlatan ve isyan ettiren bu duyguyu, ilk Kırmızı Karanfil’in (1984) açılış konuşmasında dile getirmiştim. Bazı şeyleri değiştirip dönüştürürken ilerlediğimiz ama hala zorlandığımız bu günlerden bakınca o olaylar daha da trajik görünüyor. Kürtçe susmanın yolları o sırada ya dağa çıkmaktı ya da sessizce ağlayıp içine atmak… Kürt değilim ama ben de şiir yazmış ve bu şiiri geçmişte bu nedenlerle acı çekmiş herkese adamıştım. (Bu şiir için kısa yoldaki uzun şiirin son bölümüne bakılabilir.)

5- Turkuaz: Tanar Çatalpınar önderliğinde Hollandalı, Türkiyeli ve Amerikalı müzisyenlerden kurulmuş bir grup.


6- Heval: Bremen’de yaşayan Türkiyeli bir Kürt müzisyen olan Gani Cansever’in sahne adı.

7- Tahsin İncirci: ATTF (Avrupa Türkiyeli Toplumcular Federasyonu) Korosu'nun kurucusu, uzun yıllar yöneticisi ve 1970’li yıllardaki ünlü çok sayıdaki devrimci marşın, türkünün bestecisi olan müzisyen. Şu sıralar İzmir civarında bir deniz kasabasında yaşıyor. Sahne ve orkestra için yaptığı yeni bestelerle yeni kuşağa da ulaşıyor. Sema da onun Kreuzbergli Dostlar müzik grubunda 80’li yıllarda çalışarak tanınmıştı. İncirci, Wolfgang Köhler ile birlikte Duo Divan adında hoş bir enstrümantal albüm de çıkartmıştır.

8- Çalgıya: Etnomüzikolog ve Türkolog Wouther Swets yönetiminde, Hollandalılardan oluşan bir Türk müziği topluluğu.

9- Meral Taygun: Yaşamını 1980 sonrasında Hollanda’da sürdüren bir tiyatrocu.

10- Lisbeth List: Hollandalı bir müzisyen.

11- Nizamettin Arıç: Lahey'deki Kırmızı Karanfil Müzik Festivali'ne 1985 yılında katılan, sesi ve duruşuyla salonu büyülemeyi başaran çok yönlü müzisyen, film oyuncusu. Yol filminde söylediği “Ahmedo Roni” ezgisi çok tanınmıştır.

12- Keçkeş: Macaristan'dan gelen ve oradaki Osmanlı müziği mirasından örnekler veren bir barok topluluğu. 1984 yılındaki Macaristan gezim sırasında bir plakçıdan aldığım plakla tanıştım bu grupla ve sonra Budapeşte’de yaşayan arkadaşım Tarık Demirkan aracılığıyla ulaştım onlara. Bir kapitalist ülkedeki ilk konserlerine böyle bir davet sonucunda katılabildiler. Türkçe ve Macarca karışımı sözlere sahip besteleriyle, “Tuna Nehri Akmam Diyor”, “Estergon Kalesi” gibi tanınmış ve yanlış biçimde sadece belirli bir ideolojik kesime mal edilen ezgileri ne dediğini tam bilmeden Türkçesiyle çalıp söylemeleriyle büyük ilgi topladılar.

 

 

 

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
       Facebook'ta Paylaş       
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Editör
Konuk Defteri
Üye İstatistikleri
Son Üye Nihat
Toplam 383 Üye
Son Fotoğraf
sürü 1 BURSA ERCİŞ`LİLER DERNEĞİ ÇANAKKKALE GEZİSİ bursa erçiş derneği kadınlar köfte gunu Kutbettin ÇİFÇİ Nail ÇELİK 23.10.2011 Erciş Depremi İ.Tunç köy yaşantısı erciş kültür evi Mustafa Akarsu Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist