Değişen Erciş ya da Kaybolan Sokak Kültürü -3

28 Haziran 2013 11:27 / 11276 kez okundu!

 


Modern çağın, içinden bir şeyleri götürmediği, öylesine bıraktığı ya da özüne dokunmadığı hiçbir olgu bulamazsınız. Çocukluk her çağ için başka anlamlar ve başka hayatları içinde barındıran “özel” bir dönemdir. Bizler 90’lara gelmeden sokaklarda oyun oynamaya başladık. Sokak bizim için bir nevi evin uzantısıydı. Ev ne kadar güvenliyse sokak da bir o kadar güvenli ve güven vericiydi.

Bundan önceki iki yazıma ek olarak, bugün benim çocukluğumu yaşayanların çok iyi hatırlayacağı iki oyunla ilgili düşüncelerimi aktarma gayretinde olacağım.

Bilyeyle “baş” oyunu

Bizim “bilye” dediğimiz, bugünkü çocukların “misket” dediği, camdan ya da kemikten (aslında kemikten değildi, sadece değeri artsın diye söylenen ve herkes tarafından o değerde görülen bir çeşit bilye) yapılan bu araçlar, bizim en değerli hazinemizdi. Garip gelebilir belki ama, bizim çocukluğumuzda bilye pazarı vardı. Mahallede hemen her çocuk harçlığının önemli bir kısmını bilye satın alarak harcardı. Abartısız, mahallenin bilye stoku benim aralarında bulunduğum üç kişide bulunuyordu. Bazen bu sayı dört ya da beşe de çıkardı. Ama diğer arkadaşlarımız riski çok sevdiklerinden, bazen tüm bilyelerini oyunlarda kaybedebiliyorlardı. Tahmini olarak sahip olduğumuz bilyeler en az iki yüzden başlayarak yedi yüz hatta sekiz yüze kadar çıkabiliyordu.

Hemen hemen her günün sonunda bilye satarak kazandığımız parayı sayar ve ardından kaç bilyemizin kaldığını oturup teker teker sayarak torbaya koyar, torbanın ağzını sıkı sıkı bağlar ve evde hiç kimsenin görmeyeceği bir yere saklardık. Bu yerler çoğunlukla tandır evi, kömürlük ya da bahçede kuytu bir köşe de olabilirdi şayet evde bilye oynadığınız için size kızan ve bilyelerini tahrip eden birileri olmasaydı.

Bilye oyununu mahallede iki biçimde oynardık. Bunlar ya “baş” ya da “tek” adını verdiğimiz oyun biçimleriydi. Baş oyununda kaç kişi oynayacaksa, belirlenen sayıda bilye yan yana dizilirdi. Yani herkes eşit biçimde bilyeleri düz bir çizgi halinde sıraya dizerdi. Sonra sırayla biri bu dizilen bilye serisinin başında bekler, geriye kalanlar ise sırayla ellerindeki bir adet bilyeyi uzağa doğru fırlatırlardı. En uzağa fırlatandan aşlayarak az önce dizilen bilyelere doğru atışlar yapılırdı. Tabi atışları bir düzene göre yapmak gerekirdi. Bilye dizesinin başında bekleyen kişi bir dizenin iki başından birini göstererek yüksek sesle “başşş” diye bağırırdı. Böylece oyuna ilkin, elindeki bilyeyi en uzağa atandan başlanarak atışlar yapılırdı. Eğer “baş” olarak belirlenen kısma ya da ona yakın bir noktadan bilyeler isabet almışsa, atışı yapan kişi hedefi tutturduğu kısım dahil önceki tüm bilyeleri kazanmış sayılırdı. Atışlar dizedeki bilyeler bitene kadar devam ederdi.

Bu oyu eşli de onanabilirdi. Sırayla eşlerden biri dizenin başında beklerken, diğeri risk alarak bilyesini en uzağa atardı ve ilk atış yapma hakkın o elde ederdi. Yani oyunda birden fazla strateji belirlenebilirdi. Bazen de çok fazla oynayan olduğu için bilye dizi oldukça uzun olurdu. Bu durumda dizenin ortasına hedef alan biri önemli bir sayıda bilye kazanabilirdi.

Yazı alanım yetersiz olduğu için haftaya da bilye oyununun ikinci şekli olan “tek” oynamayı yazacağım. Haftaya kadar bilyeleri alıp “baş” oynamaya ne dersiniz küçükler? Ayrıca babalar, ağabeyler, dayılar… çocukları evlere hapsetmekten vazgeçip onlarla bu oyunları oynamak pek güzel olabilir!

İsmet Tunç
Antropolog

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
       Facebook'ta Paylaş       
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Editör
Konuk Defteri
Üye İstatistikleri
Son Üye Nihat
Toplam 383 Üye
Son Fotoğraf
Karatavuk Köyü-Yağlık Mezrası (R.Özpınar-köy öğrt) inci kefali festivali tekevler3 BURSADA `Kİ ERCİŞLİ`LER 2010 PİKNİK ŞÖLENİ kutbettin amca ve koyunları cefakar 30 mayıs erkek üyelerin pazar kahvaltısı Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist