Deprem ve olmayan adalet

02 Aralık 2011 09:29 / 1973 kez okundu!

 

Deprem ve olmayan adalet

Malum afetin üzerinde onca zaman gecti. Deprem biz Ercişliler için günceliğini birinci madde olarak korumaktadir. Ben, biz Ercişlileri Ercis üzümüne benzettiğim için -ki o-öyleyiz de- bu acı hepimizin acısıdır. Ercisnet.com ailesinin bir birinden değerli yazarları da düşündüklerini, izlenimlerini ve ruhsal durumlarını biz gönül dostlarıyla burada paylaştılar. Ben de elimden geldiği kadarıyla depremin dışarıdan nasıl görüldüğünü yazmaya çalışacağım.

Bir pazar günü öğle vaktine doğru tuhaf bir telefon ile uyandım. Telefondaki ses daha uyku serseminde olan yüzüme bir tokat gibi indi. Televizyondaki görüntüler aileme açıklama yapmama gerek bırakmıyordu, ama şunu da belirtmeden edemiyecegim: üç yaşındaki küçük oğlum “aaahh uff nene's house” (nene'nin evi) diye söylendiğini duydum, gerisini ve televizyondaki sesi pekte hatırlamıyorum.

Deprem sürecinde Ak Parti ve başbakana karşı büyük hayal kırıklığına uğradığımı söylemeden ruhi olarak bir rahatlığa kavuşamayacağım. Hükümet olarak ilk olarak 6.6 şiddet denildi ve bu da bir çok yararlı olacak kişilerce umursamamaya yol açti sonra bazı dış kaynaklar bu şiddetin 8.3 olarak verdi. Bir ara 9 siddetindedir denildiginde de hükümetimiz 7.3 şiddetindedir dedi. Yapilan yardim tekliflerine de hayır karşılığını vermesi ve yanılmıyorsam 24-36 saat sonra da geri adım atıp yardımı kabul etmesi de tam bir komiklik idi. Bu durum BBC'ye de konu oldu. Bir başka komiklik -ki kanaatimce alay etmektir- bakan bey çıkıp aslında biz gücümüzü görmek istediğimiz için böyle yaptık demesi inanin benim için bir başka tokattı.


Deprem sürecinde hükümetin iradeyi vali beye verip belediye ile polemiker yaşaması ise yakıksız kaldı. Inkar etmiyorum, bir çok bakan bu sürecte Van ve Erciş'i üs olarak kullanıp vakitlerini buralarda geçirdiler. Hatta başbakan bile geldi yerinde gördü ve bu da yerinde bir yaklaşım idi. Ama başbakanın ikinci ziyareti ise tam bir fiyasko idi. Başbakanin ikinci ziyaretinin bir-iki gun öncesinde içişleri bakanı basın toplantısında “Erciş'e SÜPRİZIMİZ VAR ve bunu başbakan anlatacak” demişti. Başbakan geldi iki çadir kenti gezdi, mağdur depremzadeleri de miting alanına toplayıp eline mikrofonu alıp bildiğimiz klasik “şu yardımı yapacağız, bunu edeceğiz” söylemlerini yapti. Sonra da çıkıp “Van'ı büyük şehir yapacağız Erciş'i de Van'a bağlayacağız” demişti. Ama sanırım başbakan coğrafya derslerini unutmuştu. Çünkü Van ile Ercis arasi tam 100 km. ve arada teknik olarak Çaldıran ile Muradiye ilçeleri var ve dolayısıyla karasal olarak komşuluk yok. Diger seçenekte Van Deniz'i var. Onu da başbakana sormak lazim artık. Bir köprü mü yapıp Erciş'i Van ile birleştirecek, yoksa denizin altında bir ikinci Marmaray tüneli mi yapacak? Sonrası vatandaşla alay edercesine -ki çok ama çok gücüme gitti- “ya burasi Afet bölgesi olamaz. Kim demişsede size yalan demiş. Çünkü olursa bir çivi bile çakamazsiniz.” Sanki Düzce ve Yalova depremlerinde ile sel sonrası Giresun ile memleketi Rize'de öyle olmuştu.

Başbakanın memleketi Rize Erciş değil. Tamam, yapılarımız sağlıklı değildi. Bu tüm Türkiye’de aynı. Bu şekil ruhsatlar almalar komik ama bu da tüm ülkede aynı. Çünkü bunu marmara depreminde de gorduk Erzincan depremindede gorduk. Rize ve Giresun'un selden sonra afet bolgesi olması da APTALCA. Hani sağır sultan da biliyor ki Rize ve çevresi ülkemizde en çok yağış alan yerleridir, ama gel gelelim başbakanın memleketi Rize ve AKP grup başkan vekili Nurettin CANİKLİ'nin memleketinde, özellikle Rize’de insanlar derelerin kimi yerlerde üstünü kapamaya çalışmis, kimi yerlerde evini derenin üstünde yapmış ki googleda bakarsanız derenin içine inen evin kolonlarını görürsunüz ve en tuhafı da derenin onunu kapamaya çalışmışlar. E tabiki ülkenin en yağışlı yerindeki bir derede bunu yaparsan sonucuna da katlanacaksın. Ama başbakan ve Akp grup başkan vekili memleketlerine kıyak yaptılar. Adaleti ile övünen başbakana da bunun adaletini de sormak lazım. Adalet görmediğim için de ben bir hikaye ile devam edeyim; Adamın biri komşusunun bağlı olan köpeği tarafından ısırılıyor ve adam da komşusunu mahkemeye veriyor. Yargiç da adamımıza; “oğlum komşunun köpeği bağlı mıydı?” Bizimkisi “evet” demiş. Yargıç “peki oğlum bunu biliyor muydun?” Bizimkisi yine “evet” diyor. Yargıç “oğlum hata senin çünkü sen köpeğe gidip gel beni ısır demişsin. Çünkü köpeğin bağli olduğunu biliyorsun ve hem de köpeğin burnunun dibinden geçiyorsun” demiş.

Çok üzülmemin nedeni Ercisnet.com takipcileri ne kadar Akp savununcusu olduğumu bilir ve her zaman da ülkemiz için mevcut siyasiler içinde AKP en doğrusudur demiştim. Bunu da eski belediye başkanımız eski partisinde başkan iken ve hatta kendisini de AKP'de görmeyi cok istemis ve yazılarımda “hep muhalefetten belediye başkanları seçtik artık iktidardan belediye başkanımız olsun” diye belirtmiştim. Dikkat ettiyseniz son secimde bu tür konulara hiç değinmedim. Çünkü AKP kısmına bakıldıgında ülke olarak gösterdikleri bazı adaylar çok tuhafıma gitmişti. İlçe olarak da bir Ahlat kadar olamamıştık çünkü. Ahlat seçim sürecinde başbakanı ilçelerine götürmüşler ve öncesinde adamlar cumhurbaşkanını bile götürmüslerdi. Ama bizim ilçe siyasetçileri bu konuda maalesef sınıfta kalmıştı. Ayrıca ortada çok açık bir durum vardı: AKP yola çıktığı bazi kişileri yarı yolda bırakmasıydı. Bunlardan sadece hepimizin bildiği hemşehrimiz olan ve Akp'nin kurucu üyelerinden sayın Arvasi var ve Akp bunun gibi bir çoğunu saf dışı bıraktı. Dolaysıyla bu dönemde de onlarla yola çıkanlar yarın dışlanırlarsa hiç şaşırmayın.

Ben şahsen ilçe siyasetçilerimizin AKP'den istifa edip siyasi hayatlarina bağımsız şekilde devam etmelerini isterim. Bu kanaatimce de boyle yaptıklarında vatandaşın yanında olduklarını gösterirler. Bence bu durum siyasi gelecekleri konusunda da iyi olur. Şöyle bakıldığında bu güne kadar tum siyasi partiler resmen bizleri kandırdılar. 23 ilden büyük olan ilçemizin ınsanı bu felaketten sonra bir ümitsizliğe ve direnç kırıklığına uğradı. Yapilan göçler de manevi olarak bir çoğumuzu derinden etkiledi. Dolaysıyla Erciş'in il olmasi bir nevi insanimizin yüreğine su serpecekti. Afet bölgesi olduğu vakitte en azında yapısal olarak şehrin alt yapısını devlet yapacak ve çarpık kentleşmenin önüne de geçilecekti. Hükümetin gündeminde olan kentsel dönüsüm için de mükemmel olacaktı.

Yazımda umarım kimseyi incitmemişimdir ve eğer bir hatam olduysa da affınıza sığınyorum. Bir dahaki yazımda buluşmak dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Murat BEDIR
02.12.2011
Cardif

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
       Facebook'ta Paylaş       
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Editör
Konuk Defteri
Üye İstatistikleri
Son Üye Nihat
Toplam 383 Üye
Son Fotoğraf
GENÇLERİ KAYNAŞTIRMA ADI ALTINDA HALISAHA  FUTBOL van kalesinde selçuklu minaresi sahil yolu Deprem sonrası yaşam bursa erçiş derneği kadınlar köfte gunu turkuaz projesine destek Deprem ve kardeşlik patos Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist