Anneler gününü gereksiz bulan erkeklere ithafen...

08 Mayıs 2011 13:51 / 1770 kez okundu!

 


"İnsanlar özellikle de erkekler tuhaf yaratıklar gerçekten. Bu tür özel günlerde tüm erkekler birden bire ağız birliği yapmışçasına anti-kapitalist oluverirler. Bu bir özenti midir? Yoksa cidden kapitalizm karşıtlığı mıdır? Bunu ayırt etmek çok zor.

-------------*-------------

Mesleği öğretmenlik olan 1864 doğumlu Anna Jarvis, 1902 yılında babası ölünce annesi ile beraber ABD’de, Philadelphia’da yaşamaya ve çalışmaya başladı. Üç yıl sonra 9 Mayıs 1905’de de annesini kaybetti. Sürekli annesi ile beraber yaşamasına rağmen öldükten sonra "Ona hayatta iken gerekli ilgiyi gösteremediğine inanıyor ve bunun ezikliğini duyuyordu. İki sene sonra Mayıs’ın ikinci pazarında, annesinin ölüm yıldönümünde arkadaşlarını evine çağırdı ve bu günün anneler günü olarak ülke çapında kutlanması fikrini ilk onlara açtı.

Fikir kabul gördü, Amerika’nın önde gelen bir giysi tüccarı da finansal desteği sağladı. İlk anneler günü Jarvis’in annesinin 20 yıl süresince haftalık dini dersler verdiği Grafton’daki bir kilisede, 10 Mayıs 1908’de, 407 çocuk ve annesinin katılımı ile kutlandı.

Sıra anneler gününü "milli bir gün" olarak kabul ettirmeye gelmişti. Jarvis, tarihte tek bir kişi tarafından gerçekleştirilen en başarılı mektup yazma kampanyası ile gazete patronlarından işadamlarına, devlet adamlarından din adamlarına kadar ulaşabildiği herkese bu fikrini iletti. Fikir o kadar çok ve çabuk kabul gördü ki, Senato onaylamadan çok önce, birçok eyalet ve şehirde anneler günü kutlamaları gayrı resmi olarak başlatılmıştı bile. Sonunda 8 Mayıs 1914’te Senato’nun onayı, Başkan Wilson’un da imzası ile Mayıs’ın ikinci pazarı “Anneler Günü” olarak resmen ilan edildi.
Çok kısa sürede diğer ülkelere de yayılan bu gün çiçek ve tebrik kartı satışlarının tavana vurduğu bir gün oldu.

Anna Jarvis sonunda muradına ermiş, kampanyasını başarı ile sonuçlandırmıştı ama kendi hayatı pek mutlu sonla bitmemişti. Yoğun çalışmadan evlenmeye ve çocuk sahibi olmaya fırsat bulamadı. Her anneler günü onun için bu yönden acı oldu. Daha ziyade dini ağırlıklı bir kutlama olarak düşündüğü bu günden ticari çıkar sağlamaya çalışanlara karşı hukuki savaş açtı. Davaların hepsini kaybetti. Dünyadan elini eteğini çekti. Bütün gelirlerini hatta ailesinden kalan evini bile kaybetti. Kalan hayatını adadığı, gözleri görmeyen kız kardeşi Elsinore’da 1944’de ölünce sağlığı da tehlikeye girdi. Dostları ona destek vererek son yılını sanatoryumda geçirmesini sağladılar.

Ülkemizde de Türk Kadınlar Birliği’nin girişimi ve önerisi üzerine 1955 yılından beri Mayıs ayının ikinci Pazar günü ’Anneler Günü’ olarak kutlanmaktadır…”

Anneler günü tarihe böyle adım atmış. Yine her özel günde yaşanan karmaşa geleneği bozulmamış ve insanlar bu tür günlerin (babalar günü, sevgililer günü vs…) birer kapitalist oyun mudur, değil midir tartışmalarını başlatmıştır. Tıpkı “dünya kadınlar günü mü? Yoksa dünya emekçi kadınlar günü mü?” tartışmalarında olduğu gibi…

İnsanlar özellikle de erkekler tuhaf yaratıklar gerçekten. Bu tür özel günlerde tüm erkekler birden bire ağız birliği yapmışçasına anti-kapitalist oluverirler. Bu bir özenti midir? Yoksa cidden kapitalizm karşıtlığı mıdır? Bunu ayırt etmek çok zor. Kapitalizmi öcü gibi görüp, ondan iğrenen kişi, aslında nefret ettiğinin bir çarkı, dişlisidir. Bunun da fakındadır. Ama bunu unutup böyle şeyleri sevmeyen, nefret eden, saçma bulan hatta üstüne buna değer verenleri aptal yerine koyan daha doğrusu sebebini hala anlayamamış olduğum “ben her türlü para tuzağına karşıyım” ,“anneler günü her gündür, bunu bir güne sığdırmak doğru mu? Ben istediğim zaman anneme hediye alırım bu günü beklememe gerek yok” maskesini yüzüne geçiren erkeklerin olmasıdır. Maske diyorum çünkü bu kadar ince düşünen aynı erkek nedense yılın hiçbir günü annesini, kendi çocuklarının annesini hatırlamamış ve yine nefret ettiği çarkın dişlisi olmaya devam etmiştir. Her türlü para tuzağına karşıdır. Fakat bir kadını, annesini, eşini tek bir güzel sözle bile mutlu edebileceğini maalesef idrak edememiştir.

Hayatında hiçbir zaman istediği değeri görememiş bir kadına, anneler gününü sorsak eminim bize daha farklı bir bakış açısı sunacaktır. Çünkü onun için önemli olan hatırlanmak ve değer görmektir. Tıpkı emekçi olsun ya da olmasın kadınlar gününde hatırlanmak isteyen ve bunu destekleyen kadın gibi. Şemdinli’nin bir köyünde eşinin üçüncü karısıdır ama diğer kumaları ile birlikte, eşi tarafından kadınlar gününü kutlamaya gelmiş olmak sevindiricidir. Her ne kadar siyasi ranta dönüştüğünün farkında olmasa da o bir kere değerli hale gelip, köyden çarşıya gelmiştir ya önemli olan da budur onun için. Kadının asıl isteği değer görmektir. Zoraki de olsa değer görmektir.

Tabii bir de bu tür özel günlerin kutlanmasını maddi boyutları da var. Anneler Günü için, 2006 yılında 356 Milyon TL, 2007 yılında 429 Milyon TL, 2008 yılında 528 Milyon TL 2009 yılında 590 Milyon TL ve 2010 yılında 682 Milyon TL kredi kartı ile harcama yapılmış; harcamalar her yıl artarak devam etmiştir. Bu inanılmaz bir rakamdır. Sanırım tüm insanlığın anneler gününde hatırlanmanın illaki maddi anlamda bir hediye verilerek olabileceği görüşünden kurtulması gerekmektedir. İkinci olarak da bu günü saçma bulup, “her zaman anneler günüdür, tüm bunlar kapitalizmin bir tezgâhıdır” vs. diyerek hiçbir zaman hatırlamayan zihniyetten kurtulmak tabi ki…

Şüheda Özörnek
www.ercisnet.com

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
       Facebook'ta Paylaş       
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Editör
Konuk Defteri
Üye İstatistikleri
Son Üye Nihat
Toplam 383 Üye
Son Fotoğraf
dünyanın ilk ızgara planlı kenti erciş te hasanabdal köyünde yolu kapatan heyelan-akın akar ilginç kayalar, iç tarafları doğal sığınak ishak paşa sarayı 5-18 Aralık İst. Tepe Nautilus Alış Veriş Merkezi çelebibağında tarihi selçuklu mezarları gazi Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist