Van Eski Van Değil, Ben Eski Ben Değilim - AYLİN ÇELİK

04 Nisan 2012 16:22  

 

Van Eski Van Değil, Ben Eski Ben Değilim - AYLİN ÇELİK

En yakın arkadaÅŸlarımın, akrabalarımın evleri yok. Kestirmeden gitmek için kullandığım ve yol üzerindeyken uÄŸrayayım dediÄŸim akrabamın evi bir süre sonra yok olacak, kestirmeden ya da her zamanki yoldan da gidebiliyorum artık, içine giremediÄŸim evime. Evimin önü biraz daha açıklık olsaydı da ana caddeyi görseydim derdim, ÅŸimdi evim caddeye 200 metre uzaklıkta ve caddenin en önünde. Evimin önündeki hiçbir bina yok artık. Caddenin karşısındaki oto galeri ve üstündeki 7 kat yok. Hiçbir ÅŸekilde öncesini hatırlamadığım, her gün önünden en az iki defa geçtiÄŸim o binada onlarca kiÅŸi öldü. Bir tanıdığım deprem anında önünden geçmiÅŸ bir kadınla erkeÄŸin deprem sırasında saliselik bir duraklamada el edip “Bizi kurtarın!” deyiÅŸini ve o saliseden sonra depremin hızlanıp onların kanının etrafa saçılışını gördüğünü anlattı.


“GörmediÄŸi bir ÅŸey, bir insanı ne kadar etkileyebilir”in cevabını biliyorum artık. Sokakların günlük sesleri yokken ne kadar ruhsuz olabileceÄŸini de biliyorum. Bir ÅŸehrin nüfusunun köyden ne kadar az olabileceÄŸini ve bu insanların hiç konuÅŸmadan aynı duyguyu yaÅŸayıp yüzlerine yansıtabilmelerinin ne demek olduÄŸunu biliyorum. Herkesin bildiÄŸi bir ÅŸeyi neden konuÅŸasın ki….


Sokakta kimse birbiriyle konuÅŸmuyor ama gözler deÄŸiyor, bakışlar deÄŸiyor ve hep aynı ifade: Umutsuzluk ve tükenmiÅŸlik. O kadar göçebe yaşıyorum ki. Yüzlerce insan gibi, evime gideyim de öleceksem de evimde öleyim diyorum çoÄŸu zaman. Ama insanın ana rahmi, evi bir anda nasıl da korkunç bir yere dönüşebiliyor. Eskiden kötü olan her ÅŸeyden uzaklaÅŸmak için eve giderdim. Åžimdi eve gittiÄŸimde kırk kiÅŸiyi arıyorum. “Ben evdeyim, deprem falan olursa ben buradayım. Bina yıkı­lırsa beni gelip arayın” demek bu. Söylerken bile fark etmiyordum bunu. Ne çabuk alışıyoruz her ÅŸeye. Yıllardır tanıdığımız insanlarla, “Hangi çadır­dasın, konteynıra geçtin mi, yıkanabiliyor musun?” ÅŸeklinde konuÅŸuyoruz. Eski entelektüel konuÅŸmalar, kitaplar, filmler, kiÅŸiler uçtu gitti. Yıkanabiliyor musun sorusunu hiç garipsemeden soruyoruz birbirimize. Oysa 3 ay önce en ateÅŸli entelektüel, politik tartışmalarda birbirimizin kafasını gözünü yarıyorduk. Aslında ne kadar mutluymuÅŸuz ve ne kadar “lüks” yaşıyormuÅŸuz.


Depremden sonra ÅŸehir dışına gittim ve ayda bir Van’a gelip kısa süreli kaldım. Son bir buçuk aydır hiç ayrılmadım. Ama sanki 15 yıldır buradayım ve 15 yıldır Van böyle. Sokakta hiç müzik sesi yok, bugün fark ettim bunu. Hiç çocuk yok. Kadın sayısı çok az. Her yer koyu renkli kıyafetli, üzgün bakışlı insanlarla dolu. Bankaların o süslü çalışanlarını eÅŸofmanları ve günler öncesi yıkanmış saçlarla, makyajsız ÅŸekilde görmek… Hiçbir ÅŸey normal-eskisi gibi deÄŸil’in resmi iÅŸte bu. Konteynırlarda çalışıyoruz, lokantalarda tuvalete gidiyoruz, okulların kütüphanelerinde yatıyoruz.


Elektrikler gidiyor geceleri, hep bir ağızdan deprem mi olacak diyoruz. Elektrik giderse deprem olur inancına artık hepimiz biat ediyoruz. Hepimiz çok deÄŸiÅŸtik. Van’daki hiç kimse 3 ay önceki kiÅŸi deÄŸil. Ben dâhil. Ailemden kimse yok ÅŸu an bu ÅŸehirde. Hiçbir yakın arkadaşım, akrabam yok neredeyse. Kimsesizlik hissediyor herkes, bir tanıdık görünce yolda, dakikalarca bırakmak istemiyorsun. Ä°ki taraf da konuÅŸmaya aç; soruyor, dinliyor, paylaşıyor. Van’da deÄŸilken aklım hep buradaydı ve hiç iyi deÄŸildim. Van’dayım, her ÅŸey çok zor ama daha iyiyim. Bu ÅŸey gibi; biri ölür ve aÄŸlarsın. Ama mezarına gidince rahatlarsın. Van’a gelmek de öyleydi. Evet Van yıkılmış, hiçbir ÅŸey eskisi gibi deÄŸil ama gözlerimin önünde iÅŸte. Bununla baÅŸ edebilirim.


Başımıza gelenlerle baş etmeye çalışıyoruz. Hayatımın en zorlu sürecini yaşıyorum. Şimdiye kadar bu çok fazla dediğim her şey ne kadar da azmış meğerse. O otuz saniyeden öncesi ne kadar güzelmiş. Dert ettiğim, sorun olarak gördüğüm, kahrolduğum, umutsuzluğa kapıldığım şeyler ne kadar da önemsizmiş. Tüm bunlar bir rüya olsaydı, uyandığımda çekeceğim ooh sanırım 30 saniyeden uzun olurdu.


BaÅŸ etmeye çalışıyoruz. Hiç bilmediÄŸim konularda deneyim sahibiyim artık. Van’ın hiç bilmediÄŸim bir yüzünde yaşıyorum ÅŸimdi. Yıllardır Van diye yaÅŸadığım yer Van deÄŸilmiÅŸ mesela. 15 gündür 2 katlı bir evdeyim. Daha önce hiç gelmediÄŸim bir mahalle burası. Buradakiler de benim önceden yaÅŸadığım yeri bilmiyor. Utanıyorum yaÅŸadığım ÅŸehri tanımamaktan. Yıllardır yaÅŸadığım steril hayattan utanıyorum. Bugün Van’da insanlar depremden sonra yoksullaÅŸtı sananlar var. Benim dahi yıllardır görmediÄŸim buraları oradan görmek tabi ki mümkün deÄŸil. Görünmeyen insanları deprem yerle bir etti. Åžehrin merkezi yıkıldı, bu mahalleler dimdik ayakta. Benim gibi ÅŸehrin burjuva sınıfı mensupları yüzsüz bir ÅŸekilde bu mahallere giriyor; bir de üstüne üstlük kira deÄŸerini arttırıyor. 4 ay önce 100 lira kirası olan bir ev ÅŸimdi 500 lira. Çünkü artık 500’ü rüyasında deÄŸil cüzdanında görenler yaşıyor bu mahallelerde. Artık nereden hangi dolmuÅŸ-otobüs kalkar biliyorum, son otobüsün saatini biliyorum, soba nasıl yakılır biliyorum, taşıma suyla soba üstünde ısıtılan suyla nasıl banyo yapılır biliyorum. Deprem benim hayat görgümü arttırdı. Evime dönüp, kışın ‘sıcak oldu ÅŸu camı bir açayım’ı hangi yüzle söyleyeceÄŸim?


Hiçbir ÅŸey eskisi gibi olmayacak. DerneÄŸe depremden birkaç gün önce gittiÄŸimde, arkadaÅŸlara, sanki bu benim buraya son geliÅŸim demiÅŸtim. Bunu aylar sonra anımsadık. “Niye, bizi terk mi ediyorsun?” dediler güldük geçtik. Bunu o an neden dedim bilmiyorum. O günden sonra bir kere daha gittim sanırım ama sonrası yok. Åžimdi suyu-tuvaleti olmayan cadde üstündeki bir konteynırda çalışıyoruz. DerneÄŸimizin binasına giremiyoruz bile korkudan. Hayatımın belli dönemlerinde böyle “ÅŸom ağızlık” yaptım ama böylesi gerçekten olmamıştı. KeÅŸke o dediklerimin nedenini bilseydim. Her tarafımız koca bir KEÅžKE. Bu sözcük sanki hayatımızın baÅŸkarakteri, gün içinde onlarca kiÅŸinin aÄŸzından onlarca kez duyuyorum. “Çaresi olsaydı ömür alırdım” diye eski bir ÅŸarkı var. Her ÅŸey ÅŸimdi onun gibi. Acılar paylaşınca azalır denir ama koca bir ÅŸehir bu acıyı kaldıramıyor artık. Saklayamıyorsun. Saklamak için hiçbir ÅŸey yapmıyorsun. Åžehrin yarısı yok, kimden hangi duygunu saklayacaksın? AÅŸk acısı çeksen, evdekiler anlamasın diye rol yapabilirsin, iÅŸyerinde sorun yaÅŸasan evine gidip unutabilirsin, canın bir ÅŸeye sıkılsa birileri sorduÄŸunda hiç deyip geçiÅŸtirebilirsin. Bi küçük maskeyle normal hayata adapte olabilirsin. Ama ÅŸimdi… Bu ÅŸehrin acısını gizleyebilecek hiçbir maske yok. Her ÅŸey yolundaymış gibi çizilen tablonun da her tarafından kan ve acı sızıyor.

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
       Facebook'ta PaylaÅŸ       
Editör
Ãœye GiriÅŸi
Kullanıcı Adı:
Åžifre:
Ãœye Ol / Åžifremi Unuttum
Ãœye Ä°statistikleri
Son Ãœye Nihat
Toplam 383 Ãœye
Son FotoÄŸraf
BURSA ERCİŞ`LİLER DERNEĞİ ÇANAKKKALE GEZİSİ aşağıdan bakınca yüksek kayalar BURSA ERCİŞ`LİLER DERNEĞİ ÇANAKKKALE GEZİSİ Kafe Buse. Akın Akar. ulupamirde internet kafe-i.tunç 23.10.2011 Erciş Depremi İ.Tunç ibrahim ve halil mısırlıoğlu Bursa Gren Cafe NİHAT ÇAVUŞOĞLU Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist