Festival Notları
17 Haziran 2010 13:39 / 1753 kez okundu!
Gölün dingin şehri Erciş geçtiğimiz günlerde renkli ve anlamlı etkinliklere sahne oldu. Van Gölü’nün güzidesi inci kefalimiz, bu yıl adına ilk kez düzenlenen ‘İnci Kefali Göçü Kültür Ve Sanat Festivali’ ile tanıtılmaya çalışıldı.
İnci kefalinin de Erciş’in de bu tanıtıma ihtiyacı vardı. Pay sahibi bürokratlarımızı ve girişimcileri kutlamamak doğrusu haksızlık olur. Zira takdir edilmeye layık bir çabaydı onlarınki. Haliyle söz kurusu bir teşekkürle başlayarak sekiz gün süren festivale dair, zihnime düşen dipnotları iliştirmek istiyorum buraya.
Güneşli bir haziran sabahı inci kefalinin yaşam mücadelesinin sürdüğü Erciş Balık Bendi’nde açılış programıyla festivale merhaba dedik. Böylelikle ben de organizasyon süresince üstlendiğim sunum görevlerinden ilkini yerine getirmiş oldum. Açılış programına Van valisi, ilçemiz yöneticileri, daire amirleri ve dışardan önemli isimler katılırken halk kesiminden pek de ciddi olmayan bir katılımın sağlanmış olması dikkat çekiciydi. İnci kefali küskündü o gün bize. Yıllardır geç kalmışlığımızın, yâd edilmeyişinin bedelini ödetmeye niyetlenmişçesine bulanık suyun görünmez diplerinde çözemediğimiz gizil bir ifadeyle o seyretti bizi; biz göremedik onu. Pek çok basın mensubu ve fotoğraf makinesinin kadrajına harika kareler dâhil etmek için komşu ilçelerin birinden gelen fotoğrafçı gazeteci arkadaşım da haliyle göremediler Van Gölü’nün nazlı gelinini.
Festival kapsamında düzenlenen bol ödüllü resim ve fotoğraf yarışmaları tartışılır yanlarıyla çoktan geride kalarak zihinlerimizin hatıra defterlerindeki yerlerini aldılar. İkisi de enfes bir hayal kırıklığı yaşattılar bana; zannedersem çoğunluğa da… Resim yarışmasında birinci olan Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisinin aynı zamanda jüri üyelerinin öğrencisi olması şeker gibi bir sürprizdi doğrusu. Olabilir… İyimser bir yaklaşımla ortada kasti bir seçim olmadığı da düşünülebilir pekâlâ. Fakat ödül töreninden sonra jüri üyelerinin öğrenciye yakınlığı ve onu sahiplenerek oradan ayrılmaları akıllarda hayra alamet sorular bırakmadı. İnci kefallerinin, Balık Bendi’nde şelalenin akış yönünün tersine sürüler halinde zıplamalarını resmedememiş, yalnızca renkli balık resimlerinden ibaret bir tablonun İnci Kefali Festivali’nde birinci seçilmiş olması pek de sağlıklı bir seçim gibi gelmese de bütün yarışmacıların emek ve çabalarının takdir edilmesi gerektiği muhakkak.
Fotoğraf yarışmasına gelince… İlçemizde fotoğraf sanatındaki ustalıklarıyla tanıdığımız sanatçılarımızın yarışmaya katılmamış olması dışardan bakan bizler için üzücüydü. İnci kefaliyle yıllardır yan yana, iç içe yaşayan sanatçılarımızın o nefis balık karelerini görmek bizi gururlandıracaktı. Şurası bir gerçek ki onlar fotoğraflarının takdire ve ödüle gerek duymadığını kanıtlayacak sanatsal yeterliliğe sahipler. Kendilerince geçerli sebepleri olsa da bir Ercişliler olarak Nihat Çavuşoğlu, Zafer Büyükaslan, Kenan Aşçıoğlu gibi isimleri de o platformda görmek isterdik. Zira yarışmada jüri üyeliği görevini yürütmek üzere ilçemize konuk olarak gelen ünlü fotoğraf sanatçılarına işte bizim fotoğraf ustalarımız diyerek Erciş’te de bu alanda kayda değer isimler yetiştiğini gösterebilmek isterdik.
Erciş’in bu sekiz günlük zaman diliminde sahne olabileceği en anlamlı programlardan biri de ‘6.Uluslar arası Van Gölü Havzası Sempozyumu’ olabilirdi; oldu da. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Oktay Belli sempozyumu başlatmadan önce mikrofona uzanıp öyle bir dillendirdi ki Erciş’i, yaşadığımız ve sahibi olduğumuz bu göl coğrafyasına bir daha nazar-ı dikkatle baktık ve gurur duyduk doğrusu.
Bu tür organizelerde dikkat ettiğim en önemli nokta toplumun her kesiminin düşünülüp düşünülmediği olmuştur ki festivalde bir günün yalnızca çocuklarımıza ayrılmış olması hayli sevindiriciydi. O gün çocuklar eğlenceye doydu tabiri caizse. Saat 10.00’dan 17.00’ye dek sahnede kalmak ayak tabanlarıma işkence gibi gelse de çocuklara harika bir gün armağan etmeye katkıda bulunmak bütün yorgunluğumu aldı. Ankara’dan gelen illüzyonist konuğumuzun usta sunumuyla bana eşlik etmesi de hayli keyifli ve doyurucuydu.
İlçe merkezindeki bir parkta açık havada düzenlenen Ozanlar Gecesi de festival kapsamındaki renkli etkinliklerden biriydi. Ancak bir yönüyle eksik kaldığını söylemekte fayda görüyorum. Festivale dâhil olan stadyum konserinin sonradan iptal olduğu da hesaba katılarak toplumun her kesimine, her türden müzik zevkine hitap edecek sanatçıların seyirciyle buluşması sağlanmalıydı. Aynı dili konuşan çok sayıda ozanın art arda sahne alıp bir tekdüzelik oluşturması yerine özgün müzik, halk müziği, Kürtçe müzik okuyacak birkaç isme de yer verilmesi geceyi daha çekici hale getirecekti.
Festivalin son gece etkinliği bir tiyatro gösterisiyle sonlandı. İlçemizde görev yapan öğretmenlerin oluşturduğu tiyatro grubunun sonradan festivale dâhil olan gecede sergilediği oyun şimdiye dek Erciş’te izlediğim en kaliteli oyundu. Epey emek verilerek hazırlanmış olan oyun, öğretmenlerimizin oyunculuktaki ustalıklarıyla hem ilçe yöneticilerinin, hem konuk olarak gelen komşu ilçe kaymakamlarının, hem de izleyicilerin tam notunu almayı başardı.
Festival yalnızca onların değil, pek çok değerli ismin katkısı, girişimi ve desteğiyle gerçekleşti şüphesiz. Festival boyunca sık sık dile getirdik, bir kere daha yâd etmekte fayda var. Kültür Ve Turizm Bakanlığı, festivalin himayelerinde gerçekleştiği Van Valiliği, Erciş Kaymakamlığı, Erciş Belediye Başkanlığı, İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü, Doğa Gözcüleri Derneği, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü, İl Ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri bu organizede teşekkürü hak edenlerdi. Doğa Gözcüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın yıllardır yaptığı çalışmalarla inci kefalini korumaya ve yaşatmaya yönelik sarf ettiği çaba da burada anılmayı hak ediyor. Milli Eğitim Müdürlüğümüze, şube müdürlerimize, basın mensuplarına da en güzelinden bir teşekkür gitmeli bana göre. Başarılı bir çalışma yürüten koordinatörlerimiz Fatih Toksoy’a, Bünyamin Kara’ya ve olağanüstü performansı ve üstün çabalarıyla üzerine düşenin en iyisini yaptığına inandığım emektar koordinatörümüz Tarkan Elbir beyefendilere de kendimce teşekkürlerin en kıymetlisi…
Özel olarak, kaymakamımız sayın Ferhat Kurtoğlu’nun başından beri tanık olduğum muhteşem çabasını ve festivalin seyrince işlemesi için gösterdiği duyarlılığı takdirle karşılıyorum. Şimdiye dek belki de sayısı 100’ü aşkın sunumlarımda, sahne tozunu alan temizlikçiye bile neredeyse plaket sunulan organizelerde emeğimin karşılığı olarak hep kuru bir teşekkürle geçiştirildim. Bu kez emeğimi görmezden gelmediği için teşekkür ediyorum Erciş kaymakamına. Sayesinde yıllar sonra bile bakınca gururla anımsayacağım günlerden kalma şık bir kelime var sınıfımın en güzel köşesindeki çerçevenin içinde…
Herkesin ama herkesin emeğine hak edilen değerin verildiği nice güzel tanıtımlara. Van Gölü’nün sevdalı mavisiyle selamlıyorum yüreklerinizi…
Gülşen Çağan
18.06.2010, Erciş