Deprem ve yarın

22 Mart 2012 07:17 / 1638 kez okundu!

 


Deprem hepimizde bir çok maddi ve maneviyatları alıp götürdü. Burada önemli olan bizler bundan nasıl ders almalıyız. Bir daha yaşamamak için nasıl güvenli, yaşanabilir bir yarin oluşturabiliriz.

Erciş Belediyesi de ilçemizin geleceği üzerinde ilçe iş adamlarıyla bir araya gelip görüş alış verişinde bulunmuş. Şahsen taktir ettim. Lakin bu sadece yerel işadamlarıyla olmamalı. Gönül isterdi bu toplantıda akademisyenler, gerçek mimarlar ki özellikle depremlere dayanıklı yapılara imza atan mimar, modern şehir yapılarıyla çalışan planlamacılar ve benzeri kişilerin olmasıydı.

Ayrıca başta belediye başkanımız ve belediye mimar ekibi olmak üzere bir ekip kurulup yurt dışına giderek yeni kentlerin oluşumunu yerinde görerek bir takim çalışmalar yapabilirler. Bu konuda Japonya ve California depreme hassas olan bölgeler olup mimari yapılarında depreme uygun olmaktadır. Özellikle Japonya bu konuda çok hassas, belli bir standart uyguluyorlar ve bu standarda uymayan kişilere kesinlikle izin verilmiyor. Son deprem ve her Japon depreminde de bunu gözlerimizle izlemekteyiz. Bunların yanında da Mimar Sinan Mimarisi basta olmak üzere Osmanlı ile Selçuklu mimarisi var.

Şehrin plan ve projesi konusunda ise gelecek 40 yıl planlaması diye düşünülüyor. Kanaatimce bu düşünce daha da geniş şekilde düşünülmesi gerekir. Yukarda belirttiğim Japonya ve California örnekleri bunun için de geçerli. Öyle bir yapılanma uygulanmalıdır ki çarpık kentleşme ve görsel çirkinlik olmayıp gelecek yüz yıllara hitap etmeli. Buradaki şehirlerin altyapıları ve planlamaları yüz yıllar önce yapılmıştır.

Kaç gün önce nette deprem sonrası bir Erciş fotoğrafı vardı. Her ne kadar görüntü acı veriyorsa da dikkatimi çeken hüzünlü bir çarpık kentleşme idi. O çarpık kentleşme maalesef hepimizin ayıbı ve hepimiz de suçluyuz.

Depremin ardından bütçenin geçici değil, kalıcı konutlara ve şehrin planlamasına göre ayarlanması gerekir ve boş yere de para harcanmaması gerekir. Yapılacak binaların yapımı konusundaki uygulanacak sistem kesinlikle bir cumhuriyet dönemi kanunu gibi işlem görmesi gerekir, yoksa bizler çok unutkan bir milletiz. Deprem dalgalarından gelen sert darbeleri göz önünde bulundurursak mevcut "betonarme" sistemi ne kadar sağlıklı olur ki. Örneğini gerek bu depremde ve gerekse geçmiş depremlerde canlı şekilde gördük. Belki bu betonarme sistemi ucuz olduğundan tercih edilebilinir. O zaman bir uzmana betonarme yapının depreme uygun olması için nasıl yöntem uygulandığını sormamız lazım. Bunu yine yere yönetimler yapıp ve halka uygulamasını da yapmaları gerekir. Japonya’da uygulanan "Mensin" adındaki sistemde toprak ne kadar hareket ederse etsin yukarıdaki bina hareket etmeyecek şekilde yapılıyor. Betonarme yapıların kolonlarında bir çene var. Çenenin üzerinde kiriş hareket edecek ve duvarlarda çatlaklar olabiliniyor ama bina yıkılmıyor. Prefabrik yapı biçiminde var. İlk düşündüğümüzde bu prefabrik bizlere kısa omurlu gelebilir lakin bunların ömrü 300 yıl sürmektedir. Bunun en büyük avantası fabrikasyon olduğu için kalitesi yüksek olup isçiliği ve malzemesi kontrol edilmektedir. Bu sekil apartman-is merkezi-depo-fabrika ve stadyumlar günümüzde çoktur. Kanaatimce de ilçemiz için en uygun sistem budur. Tabi ki örnekleri çoğaltılabilinir ama algılanması ve uygulanması yönetimlerce olup bizlerin de uyması gerekir

Erciş’imizin en büyük güzelliklerinden biri de şehir merkezine doğru uzanan caddeleri. En büyük temennim bu uzun caddelerin standartlarının korunması, hatta gerekirse az daha genişletilmesi. Genişletirken yayaların kullanımına daha çok elverişli olacak şekilde olup bu yollarda mutlaka ve mutlaka bisiklet kullanıcıların payı da göz önünde bulundurarak yapılmalı. Ayrıca şehir merkezindeki kaymakamlık binası gerçekten görünüm olarak güzel lakin dikkatimi çeken on kısımda ufak bir çıkıntı var ve iste bu çıkıntı güzelim bulvara bir çirkinlik vermekte. Ayrıca şehir merkezindeki büyük camii diye tabir edilen Kara Yusuf Cami’si de yıkılacak. Hasarlıysa elbette yıkılacak ama aynı yerin yerine değil de mevcut camiinin çok arka kısımlarında imar edilmeli ve on kısmına da "Taç mahal" misali bir bulvar yaptırılması hiç de fena olmaz. Bunu derken mevcut camideki cuma ve her namaz çıkısındaki manzarayı göz önünde bulundurarak yazdım. Emniyet caddesi ile Atatürk Caddesi arasındaki bulunan eski Erciş bir nevi ana merkezin kesinlikle ve kesinlikle orijinalinden bırakılması taraftarıyım.

Altyapı anladığım kadarıyla tamamıyla yenilenmesi gerekirmiş. Bundan dolayı özellikle şehir merkezindeki altyapı günümüz modern şehirlerini temel alarak yapılmalıdır. Dolaysıyla imarlaşmada en basta olduğundan önce yapmamız gerekir ve bunu yaparken de küçük tünel seklinde yapmamız gerek. Bu tünellerde şehir merkezinin tüm ihtiyaçları yani atik sudan, içme suyuna, elektriğinden diğer tüm ihtiyaçları bu tünellerden sağlanmalı. Bu şekilde her hangi bir aksamadan çevreye hiç rahatsızlık vermeden o aksaklık giderilir. İnanın bu sistemin mazisi bazı şehirlerde yüz yılları geçmektedir.

Yazdıklarım masraflıdır ama unutmayın sadece o parayı bir defa harcayacaksınız. Ayrıca işin sonunda dizini dövme veya karalara düşünmeye de gerek olmayacak bir modern proje elimizde olacak.

Yazımda en çok yerel yönetimden bahsettiğim için şahsen başkanımız Sayın Zülfikar Arapoğlu'nu veya bir başkasını burada kötüleme isteğim. Yok, ben sadece bir Erciş'li olarak kendi düşüncemi aktarıyorum. Umarım bu konuda da kimse beni yanlış algılamamıştır.

Dip not: Deprem sonrasında hükümetçe verilen bazı umutlar vardı ve bunlar başbakanın gelmesine az zaman kala da yenilenmişti. Ama ne hikmetse verilen umutlar kursaklarda bırakılmıştı. Kanaatimce bunun nedeni Kılıçdaroğlu'dur. Çünkü dikkat ederseniz başbakan Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin hiç bir sözüne tahammül etmiyor ve o günlere de geri gidersek başbakanın ilçemize ziyaretinin öncesinde Kılıçdaroğlu ve ekibi ilçemiz için başta il olması için önergeler vermişlerdi meclise. Eee tabi ki hükümet de üstü kapalı benzeri umutlar dağıtmış. Ama muhalefet siyasi şov yapayım derken hükümet de verilen umutlardan vazgeçti çünkü vazgeçmeseydi fikir babası Kılıçdaroğlu ve ekibi olacaktı. Bu da gösteriyor ki tüm siyasiciler üzerimizde oyun oynadı, ama hükümet korkmuyorsa ve fikirlerinden Kılıçdaroğlu yüzünden vazgeçmediğini ispatlamak istiyorsa verdikleri umutların arkasında durmalılar, yoksa benim gözümde korkak ve depremzedeler üstünden siyaset yapanlardan başkası olamazlar...

Bir dahaki buluşmaya kadar hepsizi saygıyla selamlıyor ve esenliklerle kalınız...

Murat BEDIR

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
       Facebook'ta Paylaş       
Yorumlar
26 Mart 2012 01:39

haci

Gerek bu yazı ve gerekse diğer tüm yazılarımın arkasındaki dahi Degerli gönül dostum İsmet Tunc kardesime teşekkürü bir borç bilirim. Saygılarımla... Murat BEDİR
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Editör
Konuk Defteri
Üye İstatistikleri
Son Üye Vedtinc
Toplam 384 Üye
Son Fotoğraf
hamza buyukdag yonetime secılıyor BURSADA `Kİ ERCİŞLİ`LER 2010 PİKNİK ŞÖLENİ hayat 5-18 Aralık İst. Tepe Nautilus Alış Veriş Merkezi Patikler - İsmet Tuınç 23.10.2011 Erciş Depremi İ.Tunç 6 Eski Atatürk İ.ö.o göl kenarı çiçekler arasında Süphan Halil Emrah Macit
Finans
Alış Satış
EUR YTL YTL
USD YTL YTL
Spiritüalist